Donald Meichenbaum ile Yedi Soru

Yazar:

Kategori:

Donald Meichenbaum (Ph. D., Illinois Üniversitesi, 1966), Ontario Canada’daki Waterloo Üniversitesi’nde Fahri Ordinaryüs Profesör; Amerikan ve Kanada Psikoloji Derneği üyesidir. Öğretme, araştırma, teori geliştirme, kitap ve makale yazma, kamu düzenini savunma, hastanede ve ayakta tedavi gören hastalarla klinik çalışmalar, terapist denetimi, travma; Travma Sonrası Stres Bozukluğu; şizofreni gibi alanlarda uzmanlık olmak üzere, alanda geniş bir tecrübeye sahiptir. Şu anda, psikoloji ile ilgili araştırmalardan faydalanarak, hükümete ve halka şiddet ve travma hakkında eğitim veren bir kurum olan Melissa Enstitüsü’nde Araştırma Yöneticisi olarak görev almaktadır. Fazla söze gerek yok, bu projeye dâhil olması benim için bir onur.

Yedi Soru’ya başlarken, 1965 yılında yayınlanan Three Approaches to Psychotherapy filmi hakkında konuştuk. Dr. Meichenbaum, gönderimi okudu ve şu şekilde cevapladı:

“Bu arada, Hans Strupp, Aaron Beck, ben ve Richard isimli intihara meyilli bir hastanın röportaj verdiği yeni bir Three Approaches to Psychotherapy filmi çekildi. Blogunda bahsetmek isteyebilirsin.”

Gerçekten de bahsedeceğim. YouTube’da yayınlanmadı, ancak satın almak için kopyasına buradan ulaşabilirsiniz. Serinin, orijinali (1965); ikinci kısmı (1977) ve Meichenbaum versiyonu (1986) olmak üzere üç bölümü bulunmaktadır. Proje Gloria filmlerinden esinlendiğinden, projeye seride yer alan bir katılımcıyla başlamak oldukça uygun olacaktır.

Bu tartışmaya, Bilişsel Davranışçı Terapi’nin orijinal seslerinden biri olan Dr. Meichenbaum ile başlamaktan heyecan duyuyorum. Dr. Meichenbaum’un cevapları, ne ve nasıl sorularını gölgede bırakan neden sorusu gibi, BDT’nin birçok öğretisini yansıtıyor. Şahsen, meslektaşı olan terapistlere verdiği tavsiyeyi faydalı buldum. Okumaya devam edin ve her perşembe blogumu kontrol edin. Bu seri, cevapları karşılaştırarak psikoterapi alanındaki çeşitlilikleri ortaya koyduğundan dolayı oldukça değerlidir. Keyfini çıkarın.

Donald Meichenbaum ile Yedi Soru:

1) Eğer yeni bir danışan size “Ne hakkında konuşmalıyım?” diye sorsaydı nasıl cevap verirdiniz?

Danışana, onu terapiye getirenin ne olduğunu ve ona nasıl yardım edebileceğimi düşündüğünü sorardım. Bundan önce, hastaya yaşama amacımın ne olduğunu anlatırdım:

“Size yaşama amacımın ne olduğunu söyleyeyim. Hayatınızın şu an nasıl gittiğini öğrenmeye çalışmak ve öğrenmek için sizin gibi insanlarla çalışıyorum. Sonrasında hayatınızın nasıl gitmesini istediğinizi öğrenmeye çalışıyorum. Bu amaçlara ulaşmak için size nasıl yardım EDEBİLİRİZ?”

Buna ek olarak, istediği değişimleri sağlamak için neler yaptığını ve sonuçlara dayanarak neyin işe yarayıp neyin yaramadığını öğrenmek isterim. Ne tür zorluklarla karşılaştığını ve bu engellerle nasıl başa çıktığını sorarım.

“Eğer birlikte ÇALIŞIRSAK, umarım ÇALIŞIRIZ, ilerleme KAYDETTİĞİMİZİ nasıl anlayacağız? Ne değişecek? Diğer insanlar neleri fark edecek?”

“Son bir soru: Yolumuza çıkabilecek herhangi bir engeli öngörebiliyor veya zihninizde canlandırabiliyor musunuz? Bu engelleri öngörebilmek ve ele almak için ne YAPABİLİRİZ?”

NOT: Bu sorularla ilgili birkaç bilgi.

Her biri NE ve NASIL sorusudur. NEDEN sorusu pek üretken bir soru DEĞİLDİR.

Seansın tonu oldukça İŞBİRLİĞİNE DAYALI olmalıdır ve BİZ öznesi her zaman vurgulanmalıdır.

2) Terapötik süreçte danışanlar için en zor olan şey nedir?

Psikoterapi ile ilgili araştırma verilerinin, TERAPÖTİK İTTİFAKIN terapideki en önemli unsur olduğuna işaret ettiğini unutmayın. Birlikte çalışmamızı engelleyen herhangi bir davranış, inanç ve engeli ele almamız gerekir. Psikoterapistin, bu ittifaktaki “çatlakları” incelemesi ve ele alması gerekir.

Terapist danışanlara düzenli olarak şu soruları yöneltmelidir:

“Seans hakkındaki düşünceleriniz nedir? Seanstan çıkarımda bulunarak, bir sonraki görüşmemize kadar nelerin üstünde çalışmanız gerekiyor?”

“Özellikle yardımımın dokunduğunu veya dokunmadığını hissettiğiniz bir davranışım oldu mu?”

NOT: Psikoterapötik yöntemlerin sonuçta küçük bir payı vardır.

 3) Terapistlerin yaptığı terapötik süreci kötü yönde etkileyecek hatalar nelerdir?

Dünyanın her tarafından psikoterapistleri eğittim ve gözlemledim. Tecrübelerime dayanarak söylemem gerekirse, en büyük sorun terapistlerin danışanlarını DİNLEMEMESİ. Terapistler, danışanlarını dinlemek yerine benim deyimimle “Ön lob gibi davranarak” onlara net bir tavsiye veriyorlar. Psikoterapistlerin sahip olduğu en değerli araç, “SORGULAMA SANATIDIR.” Sokrates tarzı, keşif odaklı bir sorgulama yöntemi kullanmalılar. Görüştüğüm danışanlar, gözlemleri veya tavsiyeleri benden önce sunacak şekilde benden bir adım önde olduklarında, terapide iyi bir noktada olduğumuzu anlarım.

NOT: Danışanlar genellikle terapistin sunduklarından çok, kendi buldukları fikirlere göre hareket etmeye eğilimlidir. Terapistler GÜÇLÜ YÖNLERE ODAKLI olmalıdır.

4) Size göre terapinin temel amacı nedir?

Sözde Temel amaca odaklanmak yerine; danışanlarla davranışsal açıdan nesnel, ulaşılabilir ve ölçülebilir olan İŞBİRLİĞİNE DAYALI kısa, orta ve uzun vadeli amaçlar oluşturmak üzerine çalışmayı tercih ederim. Psikoterapinin amacı, danışanı “kendi kendinin psikoterapisti” hâline getirmektir.

Danışanların, “sesimi yanlarında taşımalarını” isterim. Sesimden kastettiğim; terapi sırasında kullandığım “fark et, anla, tahmin et, planla” gibi “AKTİF GEÇİŞLİ FİİLLER.”

NOT: Danışanların sadece değişmesi değil; bu değişimlerden fayda görmesi gerekir. Psikoterapist danışanlara şu soruları sormalı:

“Durumla başa çıkmak için geçmişten farklı olarak nasıl bir yol izlediniz?”
“Bunu başka nerede uyguladınız?
“Ne kadar süredir bunu uyguluyorsunuz?”
“Bunu nasıl başardınız?
“Bana kendinizle konuşurken ‘… rağmen, … olduğunun farkına vardım, … olduğunu anladım, … başa çıkma tekniklerini kullandım’ kalıplarını kullandığınızı mı söylüyorsunuz? Bu size nasıl hissettirdi?”
“Bu sizin için ne anlama geliyor?”

NOT: SORGULAMA SANATI psikoterapistin en değerli aracıdır. Bu sorgulama sanatı, temel olarak NASIL ve NE sorularını içerir.

5) Terapist olmanın en zor kısmı nedir?

Terapist olmanın en zor kısmı, psikoterapi alanını istila etmiş tartışmalı psikoterapötik “SAÇMALIKLARA” KAPILMAMAYA çalışmaktır. Hemen hemen her şey psikoterapi olarak adlandırılabilir. Eleştirel tüketici taraflı bir tavrın sürdürülmesi, kanıta dayalı psikoterapötik yöntemlerin benimsenmesi ve deneye dayalı davranış-değişim ilkelerinin izlenmesi gerekir. Danışanların durumunu daha kötü hâle getiren psikoterapi yöntemleri bulunmaktadır. “Bu bir TEDAVİ” diyen veya “DEVRİMSEL” bir yaklaşım sunan kişiler, ne dikkatinizi; ne de paranızı hak ediyor.

ALDATICI vaatlerden uzak durun. Vaat edilenler, yapılması kolay şeyler değil.

6) Terapist olmanın en eğlenceli veya ödüllendirici kısmı nedir?

Psikoterapi ASİL bir meslektir. Bu topluluğun bir parçası olmaktan onur duyuyorum. Bu mesleğin anahtarı, danışanlara amaçlarına ulaşmalarında yardımcı olmak ve onlara sıkıntılarını hafifletmekte yardımcı olmaktır. Melissa Enstitüsünün (www.melissainstitute.org) Araştırma Yöneticisi olarak, araştırma bulgularını paylaşmanın büyük bir zevk olduğunu söyleyebilirim. Son projem, savaştan dönen askerler ve aileleriyle ilgili (www.warfighterdiaries.com). Bu, podcast teknolojisini kullanacak bir proje. İçerisinde, ileride psikoterapinin nasıl uygulanacağı ile ilgili çok önemli çıkarımlar bulunuyor.

7) Danışanlara terapi ile ilgili vereceğiniz öneri ne olurdu?

Danışanlara, kendilerini birlikteyken rahat ve özgüvenli hissettikleri bir terapist bulmalarını öneririm. Psikoterapistin sizi dinlediğinden, size saygı duyduğundan, size “Hikâyenin geri kalanıyla” ve nelere “-e rağmen” bunları başardım diyebildiğiniz ile ilgili sorular sorduğundan emin olun.

Ph. D. ünvanına sahip Donald Meichenbaum, Miami, Florida’da bulunan Şiddeti Önleme ve Şiddet Mağdurlarının Tedavisi ile ilgilenen Melissa Enstitüsü’nün Araştırma Yöneticisidir. Lütfen, bir milyondan fazla TIKLAMAYA sahip Melissa Enstitüsü ve Teach Safe Schools sitelerini ziyaret edin. Genç kız Missy’nin yer aldığı yeni filmi American Psychologist, yedi kere intihara kalkışmış bir danışanla birlikte Yapıcı Anlatımı ve güçlü yönlere odaklı yaklaşımı nasıl kullandığını gösteriyor. Yayımladığı birçok şeye ve seminerlerine ismini GOOGLE’da aratarak göz atabilirsiniz.

***

Yazar Hakkında: Ph. D. unvanına sahip Ryan Howes, klinik psikolog, yazar, müzisyen ve Pasadena, Kaliforniya’da bulunan Fuller Psikoloji Okulu’nda profesördür.

Kaynak

https://www.psychologytoday.com/intl/blog/in-therapy/200812/seven-questions-donald-meichenbaum


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir