Nada Stotland (Amerikan Psikiyatri Birliği Başkanı) ile yedi soru

Yazar:

Kategori:

Amerikan Psikiyatri Derneği Başkanı ile Yedi Soru

Nada Logan Stotland, lisans, tıbbi ve ihtisas eğitimini Chicago Üniversitesi’nde tamamlamış; sonrasındaysa on yıldan uzun bir süre fakültede Psikiyatri Eğitim Müdürü olarak yer almıştır. Sonrasında, Illinois Akıl Sağlığı Bölümü’nde Tıbbi Koordinatör olmuş; daha sonra Chicago’daki Illinois Masonic Tıp Merkezi’nde Psikiyatri Başkanlığı yapmıştır. Şu anda, yine Chicago’da bulunan Rush Tıp Üniversitesi’nde Psikiyatri ve Obstetri/Jinekoloji Profesörüdür. Amerikan Psikoloji Derneği Kadın Komitesi, Amerikan Psikoloji Derneği Halkla İlişkiler Ortak Komisyonu Başkanlığı ve Ulusal İlişkiler Konseyi Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunmuştur. Şu anda, Amerikan Psikiyatri Derneği Başkanı’dır.

Yukarıdakilere ek olarak, Dr. Stotland aynı zamanda psikodinamik terapisttir. Dr. Stotland, Yedi Soru’yu samimiyetini ve şefkatini teorik dayanaklarına yansıtarak cevapladı. Özellikle 2. Soruya verdiği doğrudan ve psikodinamik ile ilgili cevaplardan çok keyif aldım.

Oldukça meşgul olmasına rağmen, düşünceli cevaplarını göndermeye zaman ayırdığı için Dr. Stotland’a minnettarım. Okumaya devam edin.

Nada Stotland ile Yedi Soru:

1) Eğer yeni bir danışan size “Ne hakkında konuşmalıyım?” diye sorsaydı nasıl cevap verirdiniz?

Bu yeni hastanın durumuna bağlı olarak değişir. Eğer hastayla önemli bir konuyu anlatmaktan kaçındığını anlayacak kadar zaman geçirdiysem, konuşmayı anlatmaktan kaçındığı konuya yönlendirebilirim. Yeni bir hastaya, “Buraya gelmeye karar vermenize neden olan şey neydi?” sorusunu sorarım.

2) Terapötik süreçte danışanlar için en zor olan şey nedir?

İçgörü odaklı psikodinamik psikoterapide iki zorluk vardır: Acı verici olayları ve durumları hatırlamak ve kendi sorunlarınızda kendinizin büyük bir rolünün olduğuyla yüzleşmek.

3) Terapistlerin yaptığı terapötik süreci kötü yönde etkileyecek hatalar nelerdir?

Terapide doğru olanı ve yanlış olanı sınıflandırmak oldukça zordur; çünkü terapinin büyük bir kısmı hastaya, hastanın durumuna ve tedavinin aşamasına göre şekillenir. Örneğin, psikodinamik psikoterapist doğrudan tavsiye vermekten kaçınmalıdır; ancak bazen, hasta büyük ve geri dönülemez bir karar almak üzeredir ve tavsiye vermek zorunlu hâle gelir. Başka bir hata ise, hastanın durumuyla fazla içli dışlı olmak ve hastanın durumundan kendini sorumlu tutmaktır. Aynı zamanda, çok mesafeli davranmak da terapötik değildir. İdealist ve kendini adamış yeni bir terapist; hastalarıyla randevu saatleri dışında dışarıda görüşerek, hastalarının ödemeyi geciktirmesine izin vererek ve günün yirmi dört saati telefonda konuşarak kendini aşırı yormaya eğilimlidir.

4) Size göre terapinin temel amacı nedir?

Her vakada, hasta ve terapist amacı birlikte belirlemelidir. Bazı hastalar, sadece bir semptomun ortadan kalkmasını ister. Bazıları, bir eş bulmak veya bir akademik programı tamamlamak gibi belirli bir sonuca varmak ister. Diğerleriyse, kendilerini mümkün olduğu kadar iyi bir şekilde anlamak ister.

5) Terapist olmanın en zor kısmı nedir?

Psikoterapi uygulamanın belki de en zor kısmı hastaların ruhsal acısını dinlemek ve soğurmaktır. Sınırları belirlemek zor olabilir. Kendine zarar vermeye veya intihara meyilli bir hastayla sınırları belirlemek, hastanın kendine zarar vermesinden, sizinle daha sık iletişime geçmesinden, daha umutsuz tehditler savurmasından ve tekrarlanan hastaneye yatışlardan oluşan bir döngüyü başlatma riskine karşı denge sağlamayı gerektirir.

6) Terapist olmanın en eğlenceli veya ödüllendirici kısmı nedir?

Birine kendi yeteneklerinin ve hayallerinin farkına varmasına yardımcı olmaktan daha büyük bir mutluluk yoktur. Her hastanın hikâyesini dinlemek, altta yatan psikolojik sorunu belirlemek için alınan eğitimi ve edinilen tecrübeyi kullanmak ve her bir hastayla bu sorunların üstesinden gelebilmek için en iyi yolu bulmak da oldukça keyifli.

7) Danışanlara terapi ile ilgili vereceğiniz öneri ne olurdu?

Bu zor bir soru. Kendi kararınıza güvenmeniz oldukça önemli. Kendinizi iyi hissedeceğiniz bir terapist seçin. Terapinin amacı ve izleyeceğiniz yol hakkında sorular sorun. Eğer bir yere varamıyorsanız, faklı bir fikir alın. Fakat sırf zorlaşıyor diye vazgeçmeyin; belki de önemli bir içgörü kazanmanın eşiğindesiniz.

***

Yazar Hakkında: Ph. D. unvanına sahip Ryan Howes, klinik psikolog, yazar, müzisyen ve Pasadena, Kaliforniya’da bulunan Fuller Psikoloji Okulu’nda profesördür.

Kaynak

https://www.psychologytoday.com/intl/blog/in-therapy/200812/seven-questions-nada-stotland


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir