Erken boşalma

Yazar:

Kategori:

Denetimsizliği tanımlamada erken sözcüğü uygun olmadığından ‘erken boşalma’ yerine ‘denetimsiz boşalma’ ya da ‘istemsiz boşalma’ isimlerinin kullanılması daha uygun olacaktır. Çeşitli araştırmacılar tarafından vajinaya girişten ejekülasyona kadar geçen zaman veya penisin vajina içinde gidiş-geliş sayısı esas alınarak tanımlanmaya çalışıldı.

Masters ve Johnson 1970’de prematüre ejekülasyonu; erkeğin, cinsel birleşmelerin en az %50 sinde, eşinin orgazma ulaşmasına yetecek kadar boşalmayı geciktirememesi olarak tanımladılar. Kadınların orgazma ulaşma sürelerinde ve orgazm olma oranlarında bireyler arası büyük farklılıklar gözlenmesi bu tanımın kullanılabilirliğini sınırladı.

Erken boşalma (prematür ejakülasyon) nedir?

Kaplan’ın belirttiği gibi erken boşalma, vajinaya girişle ejakülasyon arasındaki zaman veya giriş-çıkış sayısı ya da ejakülasyondan önce eşin orgazm olma oranı gibi niceliksel terimlerle tanımlanamaz.Önemli olan ejakulatuar refleks üzerinde istemli denetimin olmaması ve yüksek uyarılma düzeylerine, refleks olarak ejakulasyon ortaya çıkmadan dayanılamamasıdır.

Kısaca denetimsiz boşalma ( prematüre ejekulasyon) sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, çok az uyarılmayla ve kişinin istemesinden önce, vajinaya girme öncesi, girer girmez ya da hemen ejakulasyonun olması şeklinde tanımlanır.

Masters ve Johnson’un 1970 yılında yaptığı cinsel ilişkilerin %50’sinden fazlasında boşalmanın kontrol edilememesi ve partnerin orgazm olamaması tanımından sonra prematür ejakülasyonun birçok tanımı yapılmış olup en son 2009 yılında International Society of Sexual Medicine’nin (ISSM) yaptığı kanıta dayalı tanım kullanılmaktadır. Bu tanıma göre prematür ejakülasyon; boşalmanın hemen hemen tüm ilişkilerde vajinal girişten önce veya 1 dakika içinde olması, tüm ilişkilerde geciktirilememesi, kişide üzüntü, rahatsızlık, hayal kırıklığı veya cinsel birliktelikten kaçma gibi olumsuz sonuçlar doğurmasıdır .

Erken Boşalma tanımlarında sabit eleman olarak

a) Kısa boşalma süresi

b) Ejakülasyonun kontrol edilememesi ve kişinin isteminden önce gerçekleşmesi

 c) Negatif etkiler olarak; Cinsel ilişkiden zevk almama, üzüntü, partner ve diğer kişilerle olan ilişkilerde sorun yaşanmasını sayabiliriz.

Waldinger güncel öneriler doğrultusunda semptomatolojiye dayanarak 4 PE sendromu tanımlanmıştır. Bu sendromlar da güncel olarak kullanılmaktadır.

a) Yaşam boyu süren PE (Primer PE); İlk seksüel ilişkiden itibaren vardır, ejakülasyon olguların çoğunda (%80) 30-60 saniyede veya 1 ve 2 dakika içinde (%20) olmaktadır, hayat boyu sürmekte (%70) veya yaşlanma ile daha kütüleşebilmektedir. PE’nin hemen hemen her vajinal ilişkide ve her kadınla olması, ilk ilişkiden itibaren olmasıdır. Yaşamboyu süren PE bir kronik ejakulasyon bozukluğudur. Biyolojik komponenti vardır ve muhtemelen santral sinir sisteminde serotonin veya serotonin reseptör anomalileri sonucudur .

 b) Kazanılmış PE; Prematür ejakülasyon erkeğin hayatının belirli dönemlerinde olmaktadır. Şikayetlerinden önce normal ejakülasyon vardır. Ani veya yavaş gelişmiştir. Ürolojik olaylara (sertleşme bozukluğu veya prostatit), tiroid disfonksiyonuna, psikolojik veya ailevi problemlere bağlı olabilir. Ömürboyu süren PE’den farklı olarak nedeni bulunduğunda tedavi edilebilmektedir.

 c) Doğal değişken PE; Değişkenlik gösteren prematür ejakülasyondur. PE şikayetleri bazen olmaktadır. Ortalama ejakülasyon süresi 1,5 dakikadır. Ejakülatuar performansın normal varyasyonu olarak kabul edilmektedir.

 d) Prematür Ejakülasyon benzeri boşalma disfonksiyonu; Ejakulasyon süresi 3-6 dakika arasında veya daha uzun olduğu halde kişi erken boşalmadan yakınmaktadır, erken boşaldığına inanmaktadır. Ejakulasyonu kontrol edebilmektedir.

KAPLAN:Denetimsiz boşalma, bir erkeğin gönüllü boşalmayı kontrol edemeyip istediğinden önce zirveye çıkıp boşalmasıdır.Normal bir erkek önce heyecanlanır, sonra bu heyecanın keyfini yaşar (plato) ve ardından boşalır. Denetimsiz boşalanlarda  bu plato fazı yoktur.Heyecanlanır ve boşalır.’

Daha dar bir pencereden  bakıldığında buradaki sorun, orgazm refleksinin bir bileşeni olan boşalmanın kendisi ile ilgili bir sorun değildir, bu bir orgazm bozukluğudur.

Normal koşullarda uyarıldıktan sonra yaşanması gereken ve çiftin bir süre ilişkiide kalması dönemi olan plato denetimsiz boşalanlarda mevcut değildir.Yani gönüllü uzatma veya erteleme noktası mevcut değildir.

Erken boşalma tanısında dikkat edilmesi gerekenler

Denetimsiz boşalma teşhisinde boşalmanın gerçekten erken mi meydana geldiğine yoksa bayan partnerin yavaş reaksiyonuna bağlı olarak erkenmiş gibi algılandığına dikkat edilmelidir.

Denetimsiz boşalma tanısı, yalnızca boşalma süreci erkek tarafından yeterli derecede kontrol edilemez bulunduğunda veya erkeğin boşalma sürecini yeterince kontrol edemediği için partnerde orgazm yaşanmadığında konulmalıdır.

Denetimsiz boşalma cinsel ilişkiye giren genç erkeklerde sık görülür.Çoğu erkek daha sonraları boşalma süresi üzerinde bir kontrol geliştirir.

Erken boşalmanın nedenleri nelerdir?

Erken boşalmanın nedenini ya da nedenlerini açıklamak için birçok girişim olmuştur. Çoğu erkek soluk soluğa bir telaşla cinsel zevkin peşinden koşarken boşalmanın kontrol edilmesi, durdurulması veya sabitlenmesini başaramaz. Bedenini partneriyle uyum içinde hareket ettiremeyen erkekte şimdiye yoğunlaşmak, o anı duyumsamak olanaksızlaşır ve cinsel birleşmenin ansızın son bulacağı kaygısı olur. Bu nedenle her cinsel sorun gibi erken boşalmada bu kaygıdan ya da bir rahatsızlıktan kaynaklanır. Ama asıl sorun erkeğin cinsel işlevlerinde değil, cinsel işlevlerini nasıl yerine getirmesi gerektiği konusundaki düşüncelerindedir. Çünkü aklını düşüncelerden arındıramayan, özgür ve doğal bir şekilde cinselliği yaşayamayan erkek, tedirginlik duygusundan uzaklaşamaz ve boşalma konusunda sorun yaşar. Kısaca erken boşalmanın başlıca nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Gençlik çağlarında uygunsuz ortamlarda yakalanma korkusuyla, ayıp, yasak ve günah düşünceleriyle yapılan mastürbasyonlar,
  • “Mastürbasyon körlük yapar”, “kişi sağır olur” gibi cinsel mitler yani hurafeler,
  • Cinsel ilişki konusunda tecrübesizlik,
  • Cinsel fizyoloji hakkında yanlış anlamalar ve gerçek olmayan beklentiler,
  • Zayıf cinsel beceriler ve tecrübesizlik,
  • Anksiyete ve depresyon,
  • Stres, sıkıntı ve gerginlik,
  • Yorgunluk, sıkkınlık, kızgınlık ve tedirginlik,
  • Cinsellikle ilgili gerçekçi olmayan beklentiler,
  • Cinsel uyarım eksikliği,
  • Gerekli koşulların sağlanamaması,
  • Sertleşmiş penise verilen orantısız önem,
  • Cinsel açıdan baskı altında yetişme,
  • Aşırı cinsel isteğin verdiği gerginlik,
  • Günah işleme veya suçluluk duygusu,
  • Hastalık kapma korkusu,
  • Partnerin anlaşılamayan korkusu veya reddetmesi,
  • Gebe bırakma korkusu,
  • Hadım edilme korkusu,
  • Partnerin hayal kırıklığı korkusu,
  • Vajinanın aşılamama korkusu,
  • Kadına karşı isteksizlik,
  • Partnerle çatışma,
  • Başkaları tarafından mahrem yerlerinin keşfedilme korkusu,
  • Partnere aşırı ilgi, bağlılık ve sevgi,
  • Para karşılığı kurulan ilişkiler veya genelev alışkanlığı,
  • Cinsel uyumsuzluk,
  • Bilinçaltında yatan cinsel ilişki ile ilgili olumsuz düşünceler,
  • Prostatit, üretrit vb. hastalıklar,
  • Penis başının aşırı hassasiyeti (penil hipersensitivite),
  • T12-L1 düzeyindeki nörolojik yaralanmalar,
  • Narkotik veya antipsikotik tedavinin aniden kesilmesi vb.

Erken boşalmanın temel belirtileri nelerdir?

Boşalmanın küçük cinsel uyarılarla ve neredeyse kontrolsüz bir şekilde meydana gelmesi, cinsel tatminde azalma, suçluluk, utanç ve hayal kırıklığı hissi erken boşalmanın en temel belirtileridir. Bu belirtileri gösteren erkeğin yalnız olmadığını bilmesinde fayda vardır. Suçluluk, utanç ve ayıp gereksizdir ve erken boşalmanın üstesinden gelme konusunda erkeğin motivasyonunu bozabilir ve çiftin cinsellikten zevk almasını engeller. Kısaca erken boşalmanın temel belirtilerini özetleyecek olursak;

  • Kontrolsüz bir şekilde boşalma,
  • Cinsel tatminde azalma,
  • Suçluluk,
  • Cinsel ilişkiye aşırı önem verme,
  • Cinsel ilişki öncesi, ilişki sırasında ve sonrasında gerginlik yaşanması,
  • Performansın çok önemli olarak algılanması,
  • Utanç duyma,
  • Hayal kırıklığı hissi,
  • İçinde bulunulan ana yoğunlaşamama,
  • Cinsel birleşmenin ansızın son bulacağı kaygısı,
  • Zamanla meydana gelen cinsel isteksizlik,
  • İlk boşalmadan sonra ikinci cinsel birleşme için ısrarcı olma vb. erken boşalmanın temel belirtileridir.

Erken boşalmanın evreleri nelerdir?

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği’nin istatistikler ve ortalamalar alınarak çıkardığı derecelendirmeye göre;

Normal Boşalma – Boşalma refleksi üzerinde istemli bir denetim vardır. Yüksek yarılma düzeylerinde refleks olarak boşalma ortaya çıkmaz.

Evre 1 – Penis vajinada iken 5-7 dakika arasında boşalma olur. Erkek ya da partnerine göre sorun yoktur. Cinsel doyum sorunları yaşanmaz. Boşalma refleksi üzerinde istemli bir denetim yoktur.

Evre 2 – Penis vajinada iken 5-7 dakika arasında boşalma olur. Erkek ya da partnerine göre sorun vardır.Cinsel doyum sorunları yaşanır. Boşalma refleksi üzerinde istemli bir denetim yoktur.

Evre 3 –  Penis vajinada iken 3-4 dakika arasında boşalma olur. İyi derece erken boşalma vardır.

Evre 4 – Penis vajinadayken 1-2 dakika arasında boşalma olur. Orta derecede erken boşalma vardır.

Evre 5 – Penis vajinaya girmeden önce boşalma olur. İleri derecede erken boşalma vardır.

Durumsal – Bazı durumlarda veya bazı partnerlerle erken boşalma yaşanır.

Erken boşalmanın görülme sıklığı nedir?

Toplumda en sık görülen cinsel işlev bozukluğu olmasına karşın, cinsel işlev bozuklukları tedavi merkezlerine başvurular arasında erektil işlev bozukluklarından sonra ikinci sıradadır.

Cinsel ilişkilere yönelik tutum ve davranışlarla ilgili kapsamlı bir araştırmada, 27.000 kişiden toplanan verilere göre EB’nin dünyada en azından % 21,4 düzeyinde seyrettiği aktarılmaktadır. Görülme sıklığının Doğu Asya ülkelerinde % 29,1, Orta ve Güney Amerika’da % 28,3, Avrupa’da % 21,1 olduğu bildirilmiştir. En düşük yaygınlık oranlarının ise % 12,4 ile Cezayir, Mısır, Fas, Güney Afrika ve Türkiye’de olduğu gözlenmiştir .

Ancak, Konya il merkezinde yapılan yeni bir araştırmada , evli erkeklerdeki EB oranının % 29,3 olduğu bildirilmiştir. Türkiye toplumundaki, çoğunluğu Müslüman erkeklerin sorunlarını gizlemesi ya da içinde bulunduğu olumsuz durumu sorun olarak görmemesi, EB gibi cinsel işlev bozukluklarının sıklığını belirlemede görüldüğü gibi yanıltıcı olabilmektedir.

Örneğin, Türkiye’de yapılan bir araştırmada, sorun belirtmeyen erkeklerin dörtte üçünde cinsel işlev bozukluğu gözlenmiştir. Benzer biçimde) EB tanısı alan erkeklerin yarısında tanı ile başvuru yakınmaları arasındaki tutarlılığın düşük olduğu izlenmiştir.

Erken boşalma sorunu çoğu kez sertleşme sorunları, cinsel isteksizlik ve evlilik sorunları ile birlikte görülmektedir.Bu tür olgularda başvurular çoğu kez erektil işlev bozukluğu yönünden yardım almak amacıyla yapılmakta ancak incelendiğinde temel sorunun denetimsiz boşalma olduğu saptanmıştır.

Eğitim düzeyi daha yüksek olan grupta bu yakınma ile başvuruların daha fazla olmasının partneri tatmin etme çaba ve kaygısından kaynaklandığı belirtilmektedir.

Denetimsiz boşalma genellikle primer bir sorundur.

Erken boşalma çeşitleri nelerdir?

Metz ve McCarthy 9 tip erken boşalma tanımlar. Cinsel terapistler  bunu 12’ye tamamlar.

12 tipi vardır. 4’ü fiziksel nedenli, 7’si psikolojik ya da ilişkisel nedenli ve 1 tanesi de diğer bir cinsel fonksiyon bozukluğunun eşlik ettiği karışık tip olmak üzere inceleyeceğimiz erken boşalma tipleri, özellikle klasik ve geleneksel yöntemlerin sonuç vermemesini anlamada bizi aydınlatacak bir sınıflama olacaktır.

  1. Özgüven eksikliğine bağlı erken boşalma
  2. Psikolojik streslere bağlı erken boşalma
  3. Karışık tip erken boşalma
  4. Psikoseksüel beceri eksikliğinden kaynaklanan erken boşalma
  5. Nörolojik sisteme bağlı erken boşalma
  6. Bilinçdışı çatışmalara bağlı erken boşalma
  7. Psikolojik sisteme bağlı erken boşalma
  8. Fiziksel hastalığa bağlı erken boşalma
  9. Fiziksel yaralanmaya bağlı erken boşalma
  10. İlacın yan etkisine bağlı erken boşalma
  11. Mahremiyet eksikliğine bağlı erken boşalma
  12. İlişki stresine bağlı erken boşalma

Özgüven eksikliğine bağlı erken boşalma

Özgüven, bir kişinin kendi değerleri ve yetenekleri hakkındaki subjektif ( öznel) değerlendirmesidir. Yani kişinin kendi özelliklerinin ne ölçüde olumlu ya da olumsuz olduğu hakkındaki yorumudur.

Psikolojik streslere bağlı erken boşalma

Psikolojik sıkıntılara bağlı erken boşalma, uyum sorunu (geçici depresyon yada anksiyete), alışkın olunmayan ciddi bir stres yada akut depresyon gibi geçici psikolojik zorlanmalardan kaynaklanabilir.

Erken boşalması olan erkekler için tipik bir kişilik profili var olmasa da, bilimsel literatüre göre daha çok durumsal anksiyete, reaktif depresyon, kendine güven kaybı, şüphecilik, engellenme, öfke, sınırlayıcı dini inançlar, kişinin kendi bedeni ve cinsellikle ilgili olumsuz duygularının olması ya da cinsel performans hakkında gerçekçi olmayan beklentilerin olması veya kişinin baba ver erkek rolleri arasında çatışma yaşaması gibi durumlarda erken boşalmanın görüldüğü söylenebilir.

Psikolojik sıkıntılara bağlı erken boşalma sonradan kazanılmıştır.

Karışık tip erken boşalma

Başka bir cinsel fonksiyon bozukluğunun eşlik ettiği erken boşalmadır.

Erken boşalma başka bir cinsel fonksiyon bozukluğuyla olabilir, cinsel isteksizlik yada sertleşme sorunu gibi veya cinel kimlik bozukluklarının yani eşcinselliğin bir sonucu olabilir.

Psikoseksüel beceri eksikliğinden kaynaklanan erken boşalma

Erken boşalma, erkek kendi bedeni, partnerinin bedeni ve cinsel fizyoloji (cinsel yanıt nasıl oluşur) konularında doğru ve yeterli bilgiye sahip olmadığında cinsel performansla ilgili gerçekçi olmayan beklentileri olduğunda ve cinsel uyarılma sırasında bedenini kontrol etmeyi beceremediğinde ortaya çıkabilir.

Ayrıca bazı erkekler flört etme yada kişiler arası ilişki becerilerinden de yoksundurlar. Bu tarz erken boşalma cinsel ilişkilerde ömür boyu sürebilir ama mastürbasyon sırasında  ortaya çıkmayabilir.

Başarısız olma korkusu vardır, cinsel olarak uyarıldığında bedenini rahatlatmakta sorun yaşar; erken boşalmayla baş edecek teknikler konusunda farkındalığı azdır; partnerinin bedeni ve tepkilerine aşırı derecede odaklanmıştır; kısıtlanmış, endişe dolu hisleri vardır ve bozuk düşüncelere sahiptir.

Nörolojik sisteme bağlı erken boşalma

Tarihsel olarak erken boşalma konusunda en genel açıklamaları içeren nörolojik sisteme bağlı erken boşalma, sinir sisteminde erken boşalmaya fizyolojik bir yatkınlık olmasından kaynaklanır. Boşalma refleks olarak tetiklenir.

Erken boşalması olan bazı erkeklerin aykırı olarak aşırı duyarlı sempatik sinir sistemleri yani çok hızlı işleyen boşalma refleksleri vardır. Erken boşalmanın bu türü; erkeğin yaşamı boyunca sürer, mastürbasyon da dahil olmak üzere her durumda ve her partnerle olur.

Erken boşalması olan erkeklerin aşk kası refleksi (bulboculvernosus refleksi) daha hızlıdır. Bu aşk kaslarında daha hızlı bir nörolojik yanıt olduğu anlamına gelmektedir.

Penisin aşırı duyarlılığı, penisin cinsel nesnelere teması ve bunu algılayan sinirsel yapılar ise algının iletildiği üst merkezler arasındaki ilişkinin erken boşalmaya yol açacak şekilde aşırı duyarlılık derecesinde olmasıdır.

Bilinçdışı çatışmalara bağlı erken boşalma

Ödipal çatışma ve oto kastrasyon yaşayan kişilerde çok görülür. Bu kişiler anne lafını çok kullanırlar ve muhtemelen  anne ile ayrışma gerçekleşmemiştir. Bu kişilerde anneden ayrışma ve bağımsızlaşma sorunları , bağlanma hastalığı görülür.

Psikolojik sisteme bağlı erken boşalma

Psikolojik Sisteme Bağlı Erken Boşalma; bipolar bozukluk, obsesif-kompulsif bozukluk, kronik depresyon, anksiyete bozukluğu, şizofreni, kişilk bozuklukları( örneğin, çekingen kişilik bozukluğu, bağımlı kişilik bozukluğu, narsisistik kişilik bozukluğu ya da borderline kişilik bozukluğu ),travma sonrası stres bozukluğu yada dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi gelişimsel olarak ortaya çıkan kronik psikolojik tahatsızlıklardan kaynaklanabilir. Erken boşalmanın bu türü, erkeğin yaşamı boyunca ve her durumda ortaya çıkar.

Fiziksel hastalığa bağlı erken boşalma

Bu çeşit erken boşalma sonradan kazanılmıştır, yaşam boyu değildir ancak her cinsel durumda ortaya çıkar.

Bir takım akut hastalıkların boşalma hızını etkilediği bilinmektedir. Bazıları idrar yolu enfeksiyonları gibi oldukça yaygın hastalıklarken, bazıları da az görülen rahatsızlıklardır. Erken boşalmaya en çok neden olan rahatsızlık prostat iltihabıdır(prostatit). Ayrıca diğer ürolojik hastalıklar da erken boşalmaya yol açabilir.

Ayrıca karaciğer yetmezliği, kalp-kan dolaşım rahatsızlıkları, hipertansiyon, arsenik, benzol ve kurşun gibi kimyasal maddelerden zehirlenmeler, çeşitli skleroz, ağır böbrek hastalıkları, prolaktin anomalileri ve tiroid hormon bozuklukları gibi endokrinopatiler de erken boşalma yapabilir. Bu nedenle erken boşalma hastalarında rutin olarak prolaktin ve testosteron düzeylerine bakılması tedavinin gidişatı için çok yararlı olacaktır.

İlacın yan etkisine bağlı erken boşalma

Özellikle ruh sağlığı hastalıklarında kullanılan ilaçların ani olarak kesilmesi erken boşalma sorununa yol açabilir.Bu tip erken boşalma sonradan kazanılmış olup, her durumda ortaya çıkar.

İlişki stresine bağlı erken boşalma

Karmaşık kişilerarası ilişkiler  erken boşalmaya yol açabilir ya da erken boşalma nedeniyle ilişkiler bozulabilir. İlişkisel sorunlara bağlı erken boşalma iletişim eksikliği, yanlış anlaşılmalar, romantik olmaktan korkma, çözülmemiş duygusal çatışmalar,partnere karşı aşırı hassasiyet, yakın ilişkilerden aşırı derecede korkma ya da aldatılmaya karşı bir cevap nedeniyle ortaya çıkabilir.

Ayrıca kadına karşı isteksizlik , eşle çatışma, eşin hayal kırıklığına uğrayabileceği korkusu, erken boşalma korkusu gibi durumların erken boşalmaya yol açacağı saptanmıştır. İlişkisel sorunlara bağlı erken boşalma genelde sonradan kazanılmıştır.

Mahremiyet eksikliğine bağlı erken boşalma

Sağlıksız bağlanmalar kişinin sağlıklı ve mutlu bir evlilik yaşamasına engel olabilir. Cinsel birleşme eylemi, bir başkasının vücudunda başka birinin vücudunun yer alması, son derece kırılgan fizyolojik bir pozisyondur. Cinsel sorunlar mahremiyet zorluklarının bir göstergesidir.Mahremiyet evlilikte, cinsel ve aile yaşamından çok elzem bir kavramdır. Mahremiyet de aşk gibi bir çok tanıma sahiptir.Mahremiyet yaygın anlamlarının dışında birçok şey ifade etmektedir.Herhangi bir şey özelse, onu hak etmeyen bir kişiyle paylaşmak doğru değildir.bu özel olan şey için ‘mahrem’ kelimesi de kullanılabilir. Paylaşmak haline, gizli olma durumuna veya gizliliğe ise ‘mahremiyet’ denir. Mahremiyet için bir çok önemli öge vardır; bağlanabilme ve iş birliği becerisi, mahrem ilişkilerde meydana gelen çatışmayı, düşmanlığı çözebilme, anlama, direnebilme ve ifade edebilme yetisi.

Mahremiyet korku dolu bir süreçtir çünkü ifşa korkusu, terk edilme korkusu; kızgın saldırı korkusu; kontrolü kaybetme korkusu; kişinin kendi yıkıcı dürtülerinin korkusu; kişinin bireyselliğini kaybetme korkusu gibi korkular içinde barındırır.Erken boşalmaya yol açan mahremiyet eksikliği, yakınlık korkusunun bir sonucu da olabilir.

Sünnet yaşının erken boşalma üzerinde etkisi var mıdır ?

Yapılan araştırmalara göre erken boşalmayı “sünnet yapan kişinin mesleki konumu”, “sünnet ettirilme nedeni”, “zorla sünnet ettirilme durumu”, “sünnet sırasında anestezi kullanımı” ve “sünnete bağlı ek bir sorun olup olmaması” etkilememiştir.

Fakat “sünnet olma yaşı” açısından görülen farklılık ise sünnet yaşının Erken Boşalma üzerinde etkili olduğunu göstermiştir. Bulgulara göre sağlıklı grubun büyük çoğunluğunun (% 82,5) “7 yaşın altında” sünnet oldukları izlenmiştir.

Erken Boşalan grupta ise yine büyük bir çoğunluk (% 72,5) “7 yaş ve üstünde” sünnet olmuştur.

“7 yaş ve üstü”nde sünnet olmanın erken boşalma ile karşılaşma açısından oldukça riskli olduğu tesğit edilmiştir. Diğer taraftan “7 yaşın altında” sünnet olmanın erken boşalma açısından anlamlı bir risk taşımadığı gözlenmiştir.

Fallik dönemde sünnet ve erken boşalma

Araştırmalara göre, “3-7” yaşları arasında (fallik dönemde) sünnet olanların erken boşalma ile karşılaşma oranı olan % 10, diğer yaş dilimlerine göre en düşük orandır. Bu bulgu beklendik değildir. Çünkü Freud’un , sünnetin iğdiş edilme korkusu ile bağlantılı olabileceğine dikkat çekmesi ile ilişkili olarak sünnet “fallik dönem”de önerilmeyen bir ameliyat olagelmiştir. Bu konuyla ilgili Türkiye’deki elde edilen ilk kanıtlara göre , 4-7 yaşları arasında sünnet olma sürecindeki (sünnet öncesi ve sonrası gözlem) 12 çocuk üzerinde yaptığı testlerin sonuçlarına göre sünnetin, çocuklar tarafından “iğdiş edilme” ve bedenlerine bir “saldırı” olarak algılandığını belirtmektedir. Sünnetin (sünnet olma süreci ve anında) iğdişlik korkusunu tetiklediğini bildirilmiştir. Ayrıca, Türkiye toplumundaki çocukların çoğunluğunun iğdişlik korkusunun arttığı bir dönemde (3-7 yaş) sünnet ettirildiğini vurgulayarak, sünnetin erkek çocuğa “organıma bir şey yapılacak”, “bir parçası kesilecek” korkusu yaşattığına ve bu korkunun da çocukta iğdişlik karmaşasının yerleşmesine neden olabileceği tespit edilmiştir..

Benzer biçimde yapılan bir araştırmaya göre   ergenlik dönemi öncesi travma (sünnete bağlı oluşan iğdişlik korkusu bir travma olarak düşünülebilir) yaşayan erkeklerde yaşamayanlara göre üç kat daha fazla sertleşme sorunu, iki kat daha fazla erken boşalma ve azalmış cinsel istek olduğunu gözlemiştir

Fallik dönem sonrası (7 yaş ve üstü) sünnet ve erken boşalma

Erikson’un  gelişim kuramına göre çocuk 6-7 yaşlarına geldiğinde, ruhsal dünyası ile gerçek yaşama girmeye hemen hemen hazırdır. Çocuk bu süreçte, aletleri (araç-gereçler) ve becerilerinden ya da çalışma arkadaşları ile arasındaki konumundan umudunu keserse, onlarla ve aletler dünyasının bir bölümüyle özdeşim kurmaktan kaçınır. Böylece çocuk, aletler dünyası ve beden yapısındaki donanımına (el, kol, cinsel organlar vb.) karşı umutsuzluğa kapılarak yetersizlik ve aşağılık duygusu içine girer. Bu döneme sünnetsiz olarak girmek, “henüz erkek olmadım” algısına paralel bir biçimde, beden donanımında da bir eksiklik algısı ortaya çıkararak Türkiye’deki erkek çocuklarında yetersizlik ve aşağılık duyguları uyandırıyor olabilir. Bu yorum, Türkiye’de, sünnet olmamanın erkek olmamakla, toplum dışı kalmakla eşanlamlı olduğunu ve bu nedenle sünnetin önemli bir benlik gereksimi halini aldığını destekler. Bu yönüyle bakıldığında sünnet olan bireyin beden algısı ve beden parçası kaybına yüklediği anlam yaş arttıkça, fiziksel ve zihinsel olgunluğa bağlı olarak, farklı boyutlar kazanabilir. Böylece geç sünnet erken boşalmanın gelişiminde rol oynayabilir.

Boşalma öncesi majör belirtiler nelerdir?

  • Nefes hızlanması,
  • Kaslarda kasılma,
  • Ritmin hızlanması

Boşalma öncesi minör belirtiler nelerdir?

Penisten gelecek boşalma sinyalleri;

  • Keyifli bir yanma
  • Bir ılıklık ve sıcaklık
  • Uyuşma veya karıncalanma
  • Kasık bölgesindeki kaslarda kasılma
  • Çekilme

Erken boşalan erkeklerin ortak özellikleri nelerdir?

  • Hızlı yemek yerler.
  • Hızlı araba kullanırlar.
  • Her konuda aceleci davranırlar.
  • Çabuk sinirlenirler.
  • Kontrolsüz davranışları vardır.
  • Ya çok çabuk güvenirler ya da güven duymada zorlanırlar.
  • Kaygılı ruh halleri vardır.
  • Çocukluklarında babalarıyla sorunları vardır.
  • Çocukluklarında yataklarını ıslatmışlardır.
  • Genellikle eğitim düzeyleri yüksektir.
  • Atipi kişilik yapısına sahiplerdir.
  • Rekabetçi, sosyal alanda ve mesleğinde hırslıdır,
  • Dakiktir,
  • Güçlü ve etkileyicidir,
  • Sabırsızdır,
  • Aynı anda birkaç iş yapmayı sever,
  • İnsanlara ve olaylara çabuk sinirlenir,
  • Onaylanmayı bekler,
  • Sorunlu bir dinleme tarzı vardır,
  • Daima telaşlıdır,
  • Ev ve iş dışında çok az ilgi alanı vardır,
  • Duygularını saklar,
  • Kendini ve başkalarını işlerini bitirmeye zorlar vb.

Boşalmanın hızını artıran faktörler nelerdir?

  • Genç olmak,
  • Romantik, içgüdüleri zayıf ve mantığıyla hareket eden erkekler,
  • Heyecanlanmak,
  • Uzun süren cinsel perhizler sonrası kurulan cinsel ilişkiler,
  • Partnerinin daha istekli olması,
  • Yeni evlenmiş veya hiç cinsel ilişkide bulunmamış olmak,
  • Cinsel ilişki yoğunluğunun azalması,
  • Cinsel birleşme esnasındaki gidip gelmelerin hızlanması,
  • Kaygılı ve sinirli ruh hali,
  • Aşırı istekli olmak veya aşırı cinsel isteğin verdiği gerginlik,
  • Eve günün stresinden bunalmış, yorgun ve sıkıntılı bir halde gelmek,
  • Performans anksiyetesi yani aşarısızlık korkusu,
  • Partner olarak seçilmiş kadının cinsel isteksizliği,
  • Cinsel zevke önem vermeyen kadınlarla, hayat kadınlarıyla veya yakalanma korkusu olan bir ortamda kız arkadaşlarla yaşanan erken cinsel deneyimler,
  • Devamlı alışılmış partnerle değil de ek olarak başka bir partnerle ilişkiye girme,
  • Sorunlu veya bozuk giden evlilikler,
  • Sertleşme bozukluğu olacağı endişesi vb.

Erken boşalmanın tedavisi nasıldır?

Erken boşalma tedavisinin önündeki en büyük engel erkeğin tedavinin ne zaman biteceğine yönelik aceleci tutumudur. Erkek ironik bir şekilde tedavi için acele ettikçe erken boşlamasının tedavisini de baltalamaktadır. 

Erken boşalma cinsel terapisinde erkekler sonu belirsiz ve zaman sınırlaması olmayan bir cinsel aktiviteye yönlendirilmelidir. Böylece çiftler arasındaki yakınlık en yüksek düzeye çıkar ve bu yakınlık süreklilik kazanır. Örneğin buz pateniyle dans ederken, buz pistini sınırlayan hiçbir başlangıç ve varılacak son nokta veya bir işaret yoktur. Çiftler özgürce dans ederler. Önemli olan o anı yaşamaktır. Cinsellikte de önemli olan son noktayı düşünmeden telaşsız bir şekilde şimdiye ve duygularımıza yoğunlaşmaktır. Ayrıca yoğunlaşırken bedenimizin serbestçe hareket etmesine olanak tanırsak cinsellik doğal bir şekilde gerçekleşebilir. Aksi takdirde “nasıl bir cinsel birleşme olmalıdır?” kavramını tanımlayan toplumun genelinde kabul görmüş cinsel mitlere uygun bir şekilde hareket edersek, ani bir boşalma kaçınılmaz olacaktır.

Bu nedenle erken boşalmanın tedavisinde boşalma süresini uzatmak değil, kişiyi telaşsız bir birleşmenin getireceği sonsuz yakınlık duygusuna ulaştırmak, zamansız bir şekilde cinsel birleşme becerisini ve kalıcı olarak boşalma refleksi üzerinde istemli denetim sağlamayı öğretmek esas olmalıdır.

Erkeğin ne kadar sürede boşaldığından çok, boşalmanın istendiği zamanda olabilmesi için; düşük uyarım ve heyecan düzeyinde cinsel aktiviteye devam edilmeli, aşırı heyecanlanıldığında sakinleşene kadar beklenmeli ya da yavaşlamalı ve sakinleştikten sonra yeniden cinsel aktiviteye başlanmalıdır. Bu sayede cinsel heyecanı arttırıp azaltma becerisini kazanıp, istemeden doruğa ulaşılan o noktadan uzak durma öğrenilebilir.

Ama bu süreç içinde boşalmayı kontrol etmeyi öğrenirken “sabırsız” olunmamalıdır. Çünkü önemli olan heyecan düzeyi arttığında geri çekilmek gerektiğini anımsamak ve fark etmektir. Erken geri çekilmek, geç kalmış olmaktan her zaman daha iyidir. Boşalmayı kontrol etmeyi değil, boşalmanın istem dışı bir şekilde gerçekleştiği kaçınılmazlık noktasına (geri dönülmez nokta) ulaşmamak için heyecan düzeyimizi kontrol etmeyi öğrenmeliyiz. Bu durum üzerinde şelale bulunan bir ırmakta kayıkta kürek çeken bir kişiye benzetilebilir. Tecrübeli kayıkçı ırmağın durgun sularında kalır, şelaleye fazla yaklaşmaz. Tecrübesiz kayıkçı şelaleye fazla yaklaşırsa kayığın üzerindeki kontrolünü tamamıyla yitirebilir. Eğer kayıkçı şelaleyi aşmayı amaçlamıyorsa yani henüz boşalıp orgazm olmak istemiyorsa, deneyimleri ona, ırmağın durgun sularında kalmayı yani heyecan seviyesini kontrol etmeyi öğretecektir. Bu yöntemin, heyecan seviyesini kontrol etme yeteneğini ortaya çıkarıp geliştirebilmek için cinsel aktivitenin yeterince uzatılmasına olanak tanır. Tedavide;

  • “neden?” sorusuna yanıt aranması yani sebebin açığa çıkarılması,
  • nedenselliği değiştirecek güç ve kudretin hastanın içinde olduğunun gösterilmesi ve hissettirilmesi,
  • endişelerin giderilmesi,
  • gevşeme ve rahatlamanın sağlanması,
  • erken boşalma yaratan kişilik özelliklerinin tespit edilerek yerine daha olumlu davranışların öğretilmesi,
  • sık cinsel ilişkide bulunarak cinsel gerilimin azaltılması,
  • cinsel birliktelikte birden fazla ilişkiye girme,
  • mastürbasyon egzersizleri,
  • erkeklerin boşalma olmaksızın en az bir saat süreyle sevişmeye motive edildiği carezza yöntemi,
  • cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılması,
  • soluk almanın kontrol edilmesi esasına dayanan pranayama tekniği ve
  • uyuşturan kremlerin veya spreylerin penis başına sürülmesi işe yarayabilir.

Erken Boşalma  tedavisinde yeni ve uygun farmakolojik tedavilerin kullanılmaya başlanmasına geleneksel psikolojik/ davranışsal metodlar yan etkilerinin olmaması, çiftleri cinsel ilişkide iletişime teşvik etmesi, orta derecede başarılı olunması nedeni ile halen cazip bir tedavi seçeneği olarak bulunmaktadır. Önemli miktarda zaman ve para gerektirir, hemen sonuç alınamaması partnerin uyumu gereklidir ve etkinliğinin belirsizliği bazı çekinceleride beraberinde getirmektedir.Seks terapistleri arasında iki psikolojik/davranışsal yöntem popülerlik kazanmıştır. Bunlardan ilki Semans tarafından geliştirilen dur-sık tekniğidir  ve bu teknik daha sonra Masters ve Johnson tarafından kendi cinsel tedavi kliniklerinde kullanılmıştır.

İkinci metod ise Kaplan , tarafından savunulan dur-ara ver tekniğidir. Her iki teknikte de seksüel stimulus durdurularak ejakülasyon dürtüsü baskılanır. Ancak ilk yöntemde, ejakülasyon olmasına yakın zamanda stimülasyona ara verilmesi için glans penis sıkılır.

Dur-sık tekniğinde; Tedavinin başlangıç aşamasında erkek altta sırt üstü pozisyonda olmalıdır. Erkeğin cinsel eşine ejakülasyon dürtüsünün oluştuğunu belirtmesi sonrasında çiftler; bu aşamada seksüel hareketi durudur. Cinsel eş her iki elin işaret ve orta parmağı ile penisi korona hizasından tutar; iki elin baş parmağı ile  aralıklı olarak erkeğin boşalma dürtüsü azalana kadar bası uygular. Ancak bu bası ereksiyonun kaybına neden olacak seviyede olmamalıdır. Sıkma işlemi, farklı sürelerde uygulanmaktadır ve belirlenmiş özel bir süre yoktur. Bu yöntemde erkek ve bayan duyularına çok dikkat etmeli ve boşalma kaçınılmaz olmadan önce aktivitesini durdurmalıdır. Orta derecede seksüel uyarı devam edecek şekilde dengeli dürtü azalması yapan yaklaşım en etkin yoldur . Masters ve Johnson’un ilk raporunda erken boşalma tedavisinde kısa sürede %2, uzun sürede %3 oranında başarısızlık belirtilirken, sonraki çalışmalarda çok daha düşük başarı oranları (%50-60) rapor edilmiştir (49).

Başla-dur tekniği: Cinsel ilişki sırasında uzun boşalma zamanı için gerekli olan davranışları daha iyi taklit ettiği düşünülerek Kaplan tarafından geliştirilmiştir.  Haftalık ayaktan tedavi 25 primer, yaygın (tüm partnerlerle ve sıklıkla mastürbasyon sırasında da) erken boşalması olan erkeklerde %80-90 oranında yüksek bir başarı oranına sahiptir. Hem dur-sık hem de başla-dur tekniklerinin farklı terapistlerin varyasyonları dahil farklı tanımlamaları mevcuttur. Bazı terapistler yavaşlama, derin nefes alma veya dairesel tarzda hareket gibi erken boşalması  olmayan birçok erkeğin bilinçsizce yaptığı teknikleri kullanmayı tavsiye etmektedir. Hemen hemen hepsi cinsel ilişki pozisyonunun etkili faktör olduğu konusunda hem fikir olup; partnerin üstte veya yanda olduğu pozisyonlar, erkeğin üstte olduğu pozisyona göre daha fazla kontrol olanağı sağlamaktadır

Davranışsal ve psikolojik stratejiler kullanıldığında tedavide etkinliği artıran üç faktör önemlidir:

Birincisi erkeğin seksüel ve visseral duyularına olan dikkati yükseltilmelidir.

 İkincisi, çiftlere koite odaklanmamaları söylenmeli ve geniş perspektifli bir cinsel tutum geliştirilmelidir.

Üçüncüsü, erkek ve daha az derecede de eşi boşalma kontrolü arttırmak için alternatif kognitif ve davranışsal stratejiler geliştirmelidir. Bu spesifik tekniklerin ötesinde, erkeğin tedavi için motivasyonu ve davranışsal yaklaşımlara olan açıklığı ve partnerin ilişki hakkındaki olumlu yaklaşımı pozitif tedavi sonucu sağlanmasında önemli belirleyicilerdir.

 En etkili tedavi haftada 1-2 seans olarak başlamaktır. Uzun dönemde etkinliği azaldığı için yeterli yoğunluk veya sürede olmayan tedavilerde nüks ihtimali artar başarı sağlandıktan sonra 6 aylık görüşmelerle periyodik olarak devam edilir . Erken boşalmanın grup veya bireysel tedavisine ait sonuçları net değildir ancak çiftlerin birlikte tedavi proğramına dahil edilmesi başarı oranını artırdığı bilinmekle birlikte bazı toplumlarda sosyokültürel farklılıklar buna izin vermeyebilir.

Erken boşalma antidepresanlar ile tedavi edilir mi ?

 İsteğe bağlı kullanım ile ilgili sınırlı sayıda çalışma bulunmakla birlikte klomipraminin (10- 50mg) cinsel ilişkiden en az 4-6 saat önce alındığında etkinliğinin en az 15 saat devam ettiği bulunmuştur. Diğer bir strateji ise paroksetin, sertralin ve fluoksetinin günlük düşük doz kullanımının, cinsel ilişkiden kısa süre önce verilen yüksek doz ile kombine edilmesidir.

Güncel tedavi seçenekleri

1) Kendi kendini tedavi etme çabaları

 2) Davranış tedavileri

3) Topikal tedaviler (lokal anestetikler)

4) PDE5 inhibitörleri

5) Tramadol

6) SSRI/trisiklik antidepresan kullanımı

7) Dapoksetin

8) Diğer yeni tedaviler

Kaynaklar (8)
  1. Ekmekçioğlu O, Nas H, Yılmaz U ve ark. (1999) Prepusyum retraktilitesi ve sünnetle ilişkisi, Türk Üroloji Dergisi, 25(2): 174-7.
  2. Koçak İ, Özkök S, Dündar M ve ark. (2001) Bir toplu sünnet uygulaması ve sonuçlarının medikolegal yönden değerlendirilmesi. Türk Üroloji Dergisi, 27(1): 65-9.
  3. Cücelioglu A, Hoşrik E, Ak M, Bozkurt A. ( 2012) Sünnet yaşının erken boşalma üzerindeki etkisi. Türk Psikiyatri Dergisi, 23(2): 99-107.
  4.  Kaynar, M.(2010).Prematüre ejekülasyon( erken boşalma) tedavisinde tramadol kullanımı,(Yayımlanmamış uzmanlık tezi). Selçuk Üniversitesi/Meram Tıp Fakültesi ,Konya
  5. Keçe, C.(2010) 10 adımda erken boşalmanın tedavisi. Ankara: Pusula.
  6. Keçe, C.(2014) Erken boşalmanın üstesinden gelmek.Anlara:Pusula.
  7. Gülsün, M., Ak, M., & Bozkurt, A. (2009). Psikiyatrik Açıdan Evlilik ve Cinsellik. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches In Psychiatry, 1: 68-79.
  8. Kulacaoğlu, F.(2016). Psikojenik nedenli erektil disfonksiyon. Androloji Bülteni , 18(67): 230–232.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir