Harriet Lerner (Ph. D. New York Üniversitesi), kadın ve aile ilişkileri psikolojisinin en saygıdeğer seslerinden biridir. Topeka, Kansas’taki Menninger Kliniği’nde otuz yılı aşkın süre klinik psikologluk yapmıştır. Karl Menninger Psikiyatri Okulu’nda fakülte üyesidir. Oprah, CNN ve NPR gibi ulusal radyo ve televizyon programlarında çıkmıştır. Çalışmaları The New York Times, The Boston Globe, The Washington Post’ta; aylık tavsiye yazıları ise on yılı aşkın süre New Woman dergisinde yayımlanmıştır. Şu anda Lawrence, Kansas’ta özel muayenehanesi bulunmaktadır.
Dr. Lerner’ın kitaplarının üç milyon kopyası satılmıştır. Yazıları çok aydınlatıcı, dolaysız ve meslek dilinden arınmış olduğu için terapistler tarafından sıklıkla önerilmektedir. Üslubu, aşağıda verdiği dolaysız cevaplara açıkça yansımıştır. Özellikle 3. soruya cevap olarak verdiği, terapistlerin yaptığı hatalarla ilgili görüşlerini takdir ettim. Terapistler genellikle; konuşma, mesafe, empati ve teoriye bağlılık bağlamında, aşırılık ve yetersizlik arasındaki ince çizgiyi göremiyor. Zamanını ayırıp, bilgilerini bizimle paylaştığı için Dr. Lerner’a minnettarım.
Harriet Lerner ile Yedi Soru
1) Eğer yeni bir danışan size “Ne hakkında konuşmalıyım?” diye sorsaydı nasıl cevap verirdiniz?
“Ne hakkında konuşmak istersiniz?”
2) Terapötik süreçte danışanlar için en zor olan şey nedir?
Eşlerini, annelerini, kardeşlerini, çocuklarını değiştiremeyeceğim ve değişimin genellikle yavaş ve engebeli bir süreç olduğu gerçeğini kabul etmek.
3) Terapistlerin yaptığı terapötik süreci kötü yönde etkileyecek hatalar nelerdir?
Terapistler sonsuz sayıda hata yapıyor: Çok fazla veya çok az konuşuyorlar, çok mesafeli veya çok ilgili davranıyorlar, bir teorik bakış açısına sıkı sıkıya bağlanıyorlar veya hiçbir teorik bakış açısına sahip olmuyorlar, empati kurmuyor veya çok fazla empati kuruyorlar.
4) Size göre terapinin temel amacı nedir?
Terapinin temel amacı, danışanın amaçlarına ulaşmaktır. Tabii ki de danışanlar, amaçlarını süreç boyunca değiştirebilir veya yeni amaçlar belirleyebilirler.
5) Terapist olmanın en zor kısmı nedir?
Terapist olmanın en zor kısmı, sürekli olarak sınırlarınıza göğüs germeniz gerekmesidir.
6) Terapist olmanın en eğlenceli veya ödüllendirici kısmı nedir?
Terapist olmanın en ödüllendirici kısmı, her zaman kendi sınırlarınızı zorlayabilme avantajına sahip olmanızdır. Böylece öğrenmeyi sürdürebilirsiniz. Bu bir alçak gönüllülük dersidir. Ve tabii ki de, kendini keşfetme ve değişim sürecinde birine eşlik etmek büyük bir ayrıcalık.
7) Danışanlara terapi ile ilgili vereceğiniz öneri ne olurdu?
Farklı yöntemlerle çalışan, farklı inanç sistemlerine sahip olan sayısız terapist var. Bu yüzden, eğer bir terapist veya terapi yöntemi size yardımcı olamıyorsa, bir başkası olabilir. Belirli bir terapistin, tanıdığınız başka insanlara yardımı dokunurken size dokunmaması asla kişisel bir başarısızlık değildir. İçgüdülerinize güvenin ve sizi en iyi tanıyanın kendiniz olduğunu unutmayın.
***
Yazar Hakkında: Ph. D. unvanına sahip Ryan Howes, klinik psikolog, yazar, müzisyen ve Pasadena, Kaliforniya’da bulunan Fuller Psikoloji Okulu’nda profesördür.
Kaynak
https://www.psychologytoday.com/intl/blog/in-therapy/200901/seven-questions-harriet-lerner