Bir yetişkin kelimeler ile kendini ifade edebilirken, bir çocuğun yetersiz kelime haznesi ve ilişkisel bağ gücü bunu uygun şekilde yapamaz. Ancak kendini ifade etme ihtiyacı onu başka yollarda kendini bulmaya ve ifade etmeye sevk eder. Çocuğun duygu ve düşünceleri, yansıttıkları oyunlarda, çizimlerde, resimlerde anlam bulur. Yani temelde çocuklar sözcüklerle anlatamadıklarını, resimle anlatır. Bu nedenle çocukları genelde resim yaparken sıkça buluruz.
Çocukların çizdiği resimler neden önemlidir?
Çocuğun bu eşsiz, saf dünyası yansıttığı resimlerde öyle net bir şekilde kendisini ifade eder ki; yaşamında neler olduğunu, neye üzülüp, neye sevindiğini, ihtiyaç duyduğu şeyin ne olduğunu, kızgınlıklarını, korkularını yani yaşadıklarını duygu ve düşünceleriyle nasıl algıladığını biraz dikkat edersek görebiliriz. Bunun önemi öylesine büyük ki, zamanında fark edilmeyen olumsuz anılar, tekrar tekrar yaşandıkça ve bununla ilgili uygun bir baş etme yöntemi geliştirilmedikçe yani olumsuz yaşantı ile ilgili algı çemberi kırılmadıkça, tüm yaşamı boyunca ciddi ruhsal hastalıkların öncüsü olabilmektedir. Bu nedenle bir çocuğun duygusal ve zihinsel gelişimini takip etmek bir anne babanın öncelikli görevidir.
Çoğu ebeveyn çocukla ilgili problemin nereden kaynaklandığını bilmediği için çaresiz kalmaktadır. Çocuk resimlerini okumak çocuk ile ebeveyn arasında iletişim bağı oluşturan güçlü bir köprüdür.
Çocuk resimleri ve özellikle psikolojik boyutları ile ilgili 1900 lü yıllardan beri birçok araştırma yapılmıştır ve git gide geliştirilmiştir. Bu araştırmalar sonucu çocukların çizimlerinden yola çıkarak onlar ile ilgili sadece duygu ve yaşantıları hakkında bilgi sahibi olmak değil, aynı zamanda kişilik ve zihinsel gelişimleri ile ilgili de değerlendirmeler yapılmaktadır.
Bu makalede hangi yaş grubunun, nasıl çizimleri olur? Kişiliği nasıl yansıtır? Ne zaman psikolojik bir desteğe ihtiyaç duyulur ve bir uzmandan destek alınması kaçınılmazdır? Kendisi, başkaları ve dünya hakkında algısı nasıldır? Gelişimsel özellikleri normal midir? Renklerin, çizimlerinin sembolik anlamları neyi ifade etmektedir? gibi birçok konuda temel ölçüde cevap bulacaksınız. Burada amaç, psikolojik teşhis ve tanı koymak değil, çocuğu tanımaya, anlamaya, yaşadığı iç/dış çatışma ve yaşantılarıyla ilgili ön değerlendirme yapabilmek ve şüphe yaratan noktalarda bir uzmandan yardım almaya yöneltmektir.
Unutmamak gerekir ki her çocuk özeldir ve kendi dünyalarında yaşadıklarını basitçe bir kalıba sokmamak, kendisine özgü ve bütünsel değerlendirme yapma hassasiyeti gerektirir.
Sağlıklı çocukların çizimleri
Öncelikle patolojik yani ruhsal bir problem olmayan, sağlıklı çocuklarda görülen ve resimlere yansıyan genel resim detaylarını bilmek gerekir. Bunlar;
Kimlik/benlik algısı
Benlik algısı gelişmiş, özsaygısı olan bir çocuğun yaptığı bir resimde, kendisi olarak çizdiği insan figüründe temel organlar ve detaylar (her yaş grubuna göre detay farklı olarak değerlendirilmelidir) var ise örneğin gözler, burun, ağız, kulaklar, kaşlar, saç, boyun, gövde, eller ve kollar, bel, bacaklar, ayaklar gibi ve bu organlar uygun ve orantılı bir şekilde konulmuşsa eğer bir insan resmi çizilmiş ise, tüm gerekli detaylar varsa buna ek olarak kendisi olarak ifade ettiği insan figürü silik ya da baskın olarak çizilmeden kağıda göre normal boyutlarda sayfanın orta noktalarında konumlandırılmışsa sağlıklı bir kimlik algısı ve özsaygıdan bahsedebiliriz.
Güven duygusu ve öz güven
Kendine güvenli ya da kendini güvende hisseden çocukların resimlerinde hayali bir zemin bulunur. Ayakları belli bir yere, toprağa basılı gibidir. Havada asılıymış gibi belirsiz bir yerle temas içinde değildir. Genel olarak insan figürü net çizgilidir ve belirgin olarak ortalıktadır, bazı kısımları ya da tümü saklanmaz.
Sıcaklık
İnsanların arasındaki ilişkinin sıcaklığını çocuklar resimlerinde birbirine yakın nesneler çizerek gösterirler. Yakınlıktan öte önemli iki figür arasına çizilen nesneler kişilerin arasında problem olduğunu ve bu durumun çocuğun farkında olduğunu ve olumsuz etkilediğini gösterir. Örneğin anne baba figürlerinin arasına çizilmiş bir nesne, anne baba arasında olumsuz, soğuk ya da problemli bir ilişkinin olduğunu gösterebilir.
Tekraren ifade etmekte yarar vardır, çocuk resimlerini değerlendirirken tek bir olgu üzerinden değil bütünsel olarak bakmak ve değerlendirmek hatta birçok resmin akışını birlikte değerlendirmek gereklidir.
İletişim ve açıklık
İnsan figürlerinin ya da temsil ettiği figürlerin örneğin çiçek, ağaç gibi kolları açık ve rahat şekilde çizilmiş olması iletişim ve kendini ifade edebilme açısından çocuğun sağlıklı olduğunun bir işareti olabilmektedir. Aynı zamanda insanın dışında olan ve evini temsil eden figürler örneğin evin kapısı, pencereler gibi figürler eğer bir ev çizilmişse mutlaka belirtilmiştir ve net olarak çizilmiştir. Yani bilinçdışı olarak, ben/evim/ailem dış dünyaya açılan bir kapımız penceremiz var ve bu etkileşime açığız diye sembolize edilebilir.
Cinsiyet bilinci
Çocuk yaşa göre uygun olarak cinsiyetleri belirlerken özellikleri dikkate alarak çizmektedir, örneğin bir erkek figüründe gösterdiği pantolon ya da kız figüründe gösterdiği etek (bazı özel figür çizimleri hariç örneğin kahraman figürleri). İnsan figürlerinde çizilmiş pantolon ağı da artık kimlik algısının yavaş yavaş oluştuğunun göstergesi olabilir. Genellikle ilk olarak çizilen figürler çocuğun kendi cinsiyetindendir. Bu noktaya dikkat edilebilir.
Gelişimsel dönemlerine göre çocuk çizimleri
Yaşa göre sınıflandırılan “Çocuk Çizimlerinin Gelişimsel Dönemleri” nden söz etmek gerekir. Bu genel olarak evrenseldir ve ilk başlarda karalama olarak başlayan çizimler yaş ilerledikçe sembolik çizimlere ve sonralarında bir kompozisyon haline dönüşmektedir. Küçük yaşlarda insan figürlerinde neredeyse hiç detay olmazken, ileriki yaşlarda göz, göz bebeği, kulak, ağız, burun, kaşlar, kirpikler, çene, saç, eller, ayaklar, ayakkabı, ve diğer organlar ile ilgili tüm detaylar beklenir. Victor Lowenfeld (1978) ve diğer araştırmacıların yaptığı tüm çalışmaların ortak olarak belirtildiği beş evre bulunmaktadır. Çocuk çizimlerinin hangi aşamalarda olduğu ve beklenildiği bu beş evre aşağıdaki gibidir;
Karalama dönemi
Bu dönemde çocuk resimle kendini ifade etmedeki ilk aşamadadır ve kalem, boya ve resim kağıdıyla ilk kez tanışır ve çizimlere başlar. 2 ile 4 yaş arasında olan bu dönemde (14 aylıktan itibaren de başladığı görülmektedir) çocuğun çizimleri düzensiz ve amaçsızdır. Çok az kas kontrolü gerektirir. Kullandığı renkler genellikle parlak ve canlıdır. Çocuk çizimle ilk defa tanıştığı için kalem tutuşu ve karalamaları ilkel ve hatalı gibi görünür, bu noktada ebeveyn bazen çocuğun kalem tutuşunu düzeltmek isteyebilir. Ancak ısrarcı olunmamalıdır. Zamanla zaten çocuk çizimlerini benzettiği ve daha iyi ifade edebildiği zaman tutuşu ve çizimleri ileri seviyeye geçecektir. Eğer sabırsız davranıp çocuğa çok fazla müdahale edilirse, o noktada kendini ifade etme aracından uzaklaşabilmekte ve duygusal anlamda kendini yetersiz ve sürekli hata yapıyor olarak algılayabilmektedir. Bu noktada ya geri çekilme ortaya çıkabilir ya da agresyon (öfke) ortaya çıkabilir.
Şema öncesi dönem
Bu dönem çocuğun ilk simgeleştirmeye çalıştığı, gördüklerini ya da hayal ettiklerini ilk tasvir etmeye çalıştığı dönemdir. 4 ile 7 yaş arasında olan bu dönemde görsel düşünce yavaş yavaş gelişmeye başlar. Ancak henüz uzay mekan kavramı gelişmediği için nesneler belli bir düzen ve planda konumlandırılmamıştır. Ancak karalama döneminde zemin kavramı oluşmadığı için nesneler ve figürler havada asılı kalırken, bu dönemde çocuğun yere basarak yürüdüğünü fark etmesiyle çizimlerinde de bunu kullanır ve nesneleri ve figürleri bir zemine oturtmaya başlar. Renk seçimi hala mantıksal değil duygusal olarak seçilir. Çocuğun çizdiği insan figürleri kafadan inen bacaklar şeklinde görülebilir. Ancak yaş ilerledikçe kollar ve bacaklar gövdeden inmeye başlar. Genellikle aileden fertleri çizerler (birbirine benzer figürlerdir). Eğer aile dışından bir insan figürü çizmiş olduğunu gösterirse sosyalleşmeye başladığını gösterir. Çocuk insan figürlerinde önem verdiği, kendisi için daha değerli olan kişileri en önce ve daha büyük çizer, sevmediklerini ise çirkin, en son ya da küçük çizer.
Şematik dönem
Bu dönemde çocuk görsel düşünce oluşturmaktadır. 7-9 yaş arasında olan bu dönemde çocuk çevresinde olup bitenler hakkında daha farkındalıklı ve belli bir şemalara sahiptir. Artık insan figürleri daha belirgindir. Cinsiyet farklılıkları netleşmeye başlar, İnsan figürlerine kıyafetler giydirir. Eller parmaklar kollardan çıkmış, Diğer organ detayları da daha gerçekçidir. Kullandığı renkler de artık daha gerçekçidir. Önceki dönemlerde örneğin insan yüzünü mor yapan çocuk, artık bu dönemde 7-9 yaş arasında daha gerçekçi renkler kullanarak insan yüzünde anormal renkler kullanmaz.
Gruplaşma dönemi
Bu dönemde çocuk artık gerçekçi bir algıyla çizimlerini yapar. 9-11 yaş grubuna ait bu dönem, çocukların cinsiyet farklılıklarının artık netleştiği bir dönemdir. Kız çocukları daha çok bebek, kız kıyafetleri, çiçekler gibi resimler çizerken, erkek çocukları ise araba, uçak, polis gibi resimler çizmeye başlar. Bu evrede renkler ve çizgiler gerçeklik üzerine kurulur ve gördükleri şeylerin aynısını çizmek için gayret gösterirler. Bu durum bu evre için çok önemlidir.
Mantık dönemi
Doğalcılık ve tabiatı tasvir etme dönemi olarak da bilinen bu dönemde 12-14 yaş grubu çocukları, eğer bir önceki gruplaşma / gerçekçilik döneminde çocuk gerçeği olduğu gibi çizemediği zaman kendini bu alanda ifade etme ile ilgili umutsuzluğa düşer ve artık devam edecek cesareti ve şevki kalmayabilir. Bu nedenle her çocuk bu dönemi geçiremeyebilir ve bu noktada bırakabilir.
Renk kullanımında dikkat edilecek noktalar
Öncelikle bilinmesi gereken sıcak ve soğuk renklerdir.
Sıcak renkler: Kırmızı, Sarı ve Turuncudur.
Soğuk renkler: Mor, Mavi, Yeşildir.
Resimlerde önemli olan sıcak ve soğuk renklerin bir uyum içinde birlikte kullanılmasıdır.
Diğer bir önemli nokta sadece renklere bakarak değerlendirilmemeli, renklerin hangi nesnelerde ve nasıl bir etkileşim yaratarak kullanıldığına dikkat edilmelidir.
Kırmızı: Bir çocuk için öfkeyi, kızgınlığı ya da saldırganlığı temsil edebilir. Duygusal bir patlamanın ifadesi, bir problemin ifadesi olarak gösterilebilir. Bazen de aşkı, yoğun duyguları, keskinliği ve baskınlığı da ifade edebilir.
Pembe: Bu renk, geçmişte oluşan bir problem ya da rahatsızlıkla ilgili üstesinden gelindiğinin ya da gelinebileceğini göstermektedir (Furth, 2002). Sakin, sevgi dolu, sıcak bir renk olan pembeyi resimlerinde kullanan çocuklar olumlu duygular yaşadığını gösterir.
Sarı: Çocuklar resimlerinde en çok güneşi yaparken kullanırlar. Bu nedenle parlaklığı, ışığı, sıcaklığı, enerjiyi ve umudu simgeler. Olumlu hisler yaratır ve onu yansıtmasını sağlar. Anne babası tarafında sevilen ve değer verilen ya da sevilmek isteyen bu konuda umut besleyen çocuklar sarı rengi tercih ederler. Çünkü çocuğun yaptığı resimler gerçek duygu ve yaşantılarını yansıtabildiği gibi, onların fantazmlarını, korkularını, umutlarını, beklentilerini de yansıtabilir. Ancak bir yandan diğer boyutlarını düşünmekte fayda vardır; çocuğun anne babaya çok fazla bağımlı olup olmadığına da bakmak gerekebilir.
Mavi: Çocuklar resimlerinde genellikle gökyüzünü, bulutu ya da denizi, nehri göstermek için maviyi kullanır. Bu rengi resimde baskın ya da belirleyici olarak görmek sakin, huzurlu ve uyumlu bir yapının olduğunu ve olumlu duyguları açığa çıkardığını gösterir.
Yeşil: Kendine güvenli, mutlu, gelişmekte ve büyümekte olan çocuğu simgeler. Bununla birlikte,koyu yeşil sağlığı ve iyileşmeyi ifade ederken, açık yeşil ise fiziksel zayıflığı ya da sağlığa kavuşulmuş olmayı beklemenin bir ifadesi olabilmektedir (Malchiodi, 1998).
Mor: Eğer bir çocuk resminde baskın olarak ya da önemli figürlerinde mor rengini kullanıyorsa, çocuğun ve anne babanın son zamanlardaki davranışlarıyla birlikte değerlendirme yapmak gerekebilir. Çünkü böyle bir resimde çocuğa yüklenen bazı sorumluluklar ağır gelmiş ve bekleneni karşılayamayacağı kaygısı taşır ve resimlerine bu ağır yükü ve endişeyi mor rengiyle yansıtır. Bu noktada düşünülmesi gereken bu çocuk anne babanın sevgisine ve desteğine daha çok gereksinim duyabilir.
Turuncu: Çocuk resimlerinde enerjiyi, sıcaklığı, keyfi ifade etmesiyle görünür. Olumlu duygular çağrıştırır. Ancak kullandığı yere ve baskınlığa göre endişeyi de ifade edebilmektedir. Çocuğun yaşadığı süreçlerle eş kontrol yapmakta fayda vardır.
Kahverengi: Bu renk çocuklarda sınırları ifade etmektedir. Çok fazla kural olan bir ailede, çocuk sınırların ve engellemenin verdiği olumsuz duyguyu ifade etmek için bu rengi kullanabilmektedir. Aslında toprak rengi olduğu için çok derin bir renktir ancak bazen duygusal ağırlık yaşatabilir. Aynı zamanda, resimlerinde kahverengiyi baskın kullanan çocuklar, korunmaya ihtiyaç duydukları, sevgi ve ilgi özlemi çektikleri göstermek isteyebilirler. Tuvalet eğitiminde yaşanan sıkıntılara da işaret edebilmektedir. (Çankırılı,2011).
Resimlerde genellikle bütüne bakılmalıdır. Nesne ve figürlerin bazı sembolik anlamları vardır. Örneğin dağ babayı sembolize ederken, sivri uçlu keskin dağ çizimleri babayla aradaki kötü kızgın ilişkiyi ifade edebilmektedir. Ya da dağdan çıkan kırmızı sert karalamalar babaya duyulan öfke ya da babanın çocuğa gösterdiği agresyon olarak çizilebilmektedir.
Çocuklar ağaç çizmesini çok sever, ancak ağacın gövdesindeki kovuklar ve yuvarlak kontrolsüzce çizilen halkalar travmayı işaret edebilmektedir. Güneşli bir hava aydınlığı, neşeyi gösterirken, yağmurlu bir hava eğer ki bir de üzgün endişeli insan yüzleri varsa depresif bir durumları ifade edebilmektedir. Ya da bir evin çatısının olması olumlu bir algıyken çatıdan çıkan kara yüksek dumanlar evdeki çatışmayı huzursuzluğu sembolize edebilmektedir, ya da çatısız bir ev çizen çocuk ailesi tarafından ya da tüm aile olarak korunaksız olduğunu gösterebilmektedir.
Yani temel olarak, çocukların yaptığı resimler ve çizimler çocuklar için duygularını açığa çıkarıp, baskılamaması açısından son derece önemliyken, ebeveynler açısında çocuğun yaşadığı tüm süreçleri takip edebilmek ve tehlike sinyali çaldığı zamanı görebilmek açısından son derece önemlidir. Ancak bu takip ve değerlendirmeler sürecinde çocuğa asla müdahale, sorgulama ve yargılama yapılmaması dikkat edilmesi gereken önemli bir husustur. Tam tersi, çocuk yönlendirme yapılmadan teşvik edilebilir. Yaşa uygun olarak değerlendirilmeli ve nesneler, figürler, renkler, etkileşimler birlikte değerlendirilmelidir. Bu süreçte garipsediğiniz, endişelendiğiniz ya da yukarıda belirtilen noktalarda olumsuz bir durum gözlemlediğiniz noktada bir uzmandan destek almayı geç olmadan unutmayınız.
Referanslar
- Viktor, L. (1978). Creative and Mental Growth.
- Furth, G. M. (2002). The Secret World Of Drawings: A Jungian Approach to Healing Through Art, Toronto: Inner City Boks, 2 edition.
- Malchiodi, C. A. (1998). Çocukların Resimlerini Anlamak, İstanbul: Epsilon Yayıncılık.