Erkekler Neden Aldatır?

Yazar:

Kategori:

Uzmanlar yapılan birçok çalışmaya göre aldatmayı,  evlililik ya da flört ilişkisi fark etmeksizin, kişinin  kendi birincil ilişkisi dışında başka bir kişi ile güven zedeleyici, ilişki değerlerinin  ihlal edildiği, romantik, duygusal veya cinsel yakınlık içeren bir birliktelik yaşanması olarak tanımlamışlardır.

Aldatma/aldatılma, evliliklerin bitmesinde önemli etkiye sahip nedenlerden biridir. Evliliklerin bitmesine ilişkin 160 ülkede yapılan araştırma sonuçlarına göre, evliliklerin bitmesindeki en yaygın sebebin aldatma olduğu ortaya çıkmıştır. Buna ek olarak  Türkiye İstatistik Kurumunun 2006 yılında boşanma  sebepleriyle ilgili yayınlamış olduğu dosyaya göre de aldatma/aldatılma boşanma nedenleri listesinin en başında yer almaktadır. Özellikle 40 yaşına gelindiğinde, erkeklerin yarısının ve kadınların % 25’inden  fazlasının eşlerini aldattığı sonucuna varılmıştır.

Evlilik dışı yaşanan ilişkilerde , eşleri tarafından aldatılan kadınların % 34.4’ünün travma sonrası stres bozukluğu yaşadığı ortaya çıkmıştır.

Aldatma, bazı bireyler için bireysel istek ve ihtiyaçlarının karşılanması dışında, ilişkideki sorunlara karşı tepki olarakta ortaya çıkabilir. Ancak bunun yanında aldatma sadece sorunlu ilişkilerde değil, iyi giden ilişkilerde de görülebilir.

Yapılan araştırmalar, aldatmalarda cinsiyet farkı bulunduğunu ve erkeklerin aldatma oranının  kadınlardan daha yüksek olduğunu göstermiştir.

Erkeklerin bazı aldatma sebepleri şunlardır:

  • Yeni biri ile yeni heyecan yaşama isteği: Erkekler yeni ve farklı biriyle sırf yeni bir heyecan yaşamak için eşlerini aldatabilirler. Yeni biriyle farklı bir sey denemis olmaları onlara kendilerini ayrıcalıklı hissettirir. Bunu yaparken de  bir anlık zevk ve heyecan için, kendi ilişkilerini ve sahip oldukları değerlerini riske atabilirler. Yani bu durumda yeni  bir heyecan yaşama isteği aldatmaya neden olan etkenlerden biridir diyebiliriz. Evliliği iyi giden erkeklerin aldatmaları macera düşüncesiyle oluşur. Kişiler bunun sonunda ciddi bir suçluluk ve pişmanlık hisseder. Aldatan eşler genellikle, ‘ben eşimi duygusal olarak değil, sadece cinsel olarak aldattım’ şeklinde kendini savunmaya geçer. Ama cinsel beraberlik devam ettikçe, duyguların da dahil olmama ihtimali mümkün değildir.
  • Cinsel  ihtiyaçlar, cinsel doyumsuzluk: Fantezi dünyasındaki aldatma, gerçek aldatmanın ilk adımıdır ve genellikle böyle başlar, kontrol edilemeyen bir noktaya gelebilir. Bu sebeple fanteziler, cinsel aldatmanın başlangıcıdır. Bunlar, fotoğraf ve video, striptiz, mastürbasyon, telefon seksi, internet seksi gibi çeşitleri  barındırır. Bu konuda çok konuşan ve gereğinden fazla hayal kuran erkeklerin aldatma riski diğer erkeklere göre  daha fazladır.

Sadece cinsel yakınlaşma için aldatmak , herhangi bir duygusal bağlanmanın olmadığı, tarafların sadece cinsel yönden bir ilişki içinde oldukları aldatmayı kapsar. Kişinin daha iyi birini bulana kadar geçici süreyle o durumda uygun olan kişi ile yaşadığı cinsel birlikteliktir. Çünkü  duygusal bir bağ henüz yoktur ve amaç sadece cinsel yakınlaşmadır.

  • İlişkide yalnız hissetme: Aldatma nedenlerinden biri olan yalnızlığa bağlı aldatmada, kişiler bir süre sonra ilişkilerinde yalnız, eşlerinden ayrı ve uzaklaşmış hissedebilirler. Kişiler bunu fark ettiğinde bu konu hakkında eşi ile konuşabilir, eşi ile daha fazla vakit geçirebilir, daha sevgi dolu ya da cinsel açıdan daha istekli olma gibi yolları deneyebilirler. Ama  her zaman bu gibi çözümler yeterince etkili olmayabilir. Bu durumlarda erkekler yalnızlıklarına iyi gelebilecek kişilere yönelir ve bir başka kişiye aşık olur ya da bir başkasıyla ilişki yaşayabilir.
  • Kendine güvenememe: Erkek kendini çok yaşlı, çirkin buluyor olabilir. Ya da maddi olarak yeteri kadar paraya sahip olmadığını, kadınlar tarafından istenmediğini düşünebilir. Beğenilmek ya da sevilmek için yeteri kadar yakışıklı ya da yeteri kadar maddi güce sahip olmadıklarını da  düşünebilirler. Bu gibi nedenler bir erkeğin zihninden geçiyorsa, burada bir ‘kendine güvensizlik’ sorunu vardır.

Kendini yeterli bulmayan,  karşısındakini tatmin edemeyeceğini düşünen erkek, kadınların ilgisini çekebilmek için ekstra bir çaba sarf eder. Egosunu tatmin edebilmek, kendini daha iyi hissedebilmek için sürekli olarak kadınların onayını almak ister. Bu yüzden, ne kadar çok kadının ilgisini çekerse, kendini o kadar iyi hissedecektir.

  • Birbirine yabancılaşma, ilişkide geçimsizlik: Evliliğimiz sıradanlaştı”, “aşkımız bitti”, “ heyecanı kalmadı”, “aslında birbirimizi seviyoruz ama..”, “birbirimizi sürekli eleştiriyoruz”, “çok  tartışıyoruz”, birbirimize karşı daha az toleranslıyız”, “Evliliğimizi sürdürmeyi beceremiyoruz” diye şikâyetler başladığında birlikte geçirilen zamanın daha az keyif vermesi gibi olumsuz durumlar ortaya çıkabiliyor. Bu süreçte oluşan   fiziksel, duygusal, zihinsel yorgunluk, bıkkınlık ve tükenmişlik, geçimsizlik hali çiftler arasında krizlere, tartışmalara neden oluyor. Bu durumda da özellikle erkekler daha çabuk yeni bir ilişkiye kayabiliyor ve aldatmalar yaşanabiliyor.
  • Doyumsuzluk: Yapılan araştırmalara göre, ilişki doyumunun aldatmayı güçlü bir şekilde etkilediği  ortaya çıkmıştır. İlişki doyumsuzluğu cinsiyetlere göre ele alındığında ise erkeklerin cinsel açıdan kadınlara göre daha doyumsuz olduğu sonucuna varılmıştır. Çiftler birbirine yetmemeye,  isteklerini  karşılayamamaya başladığı zaman bir taraf muhakkak doyumsuz kalıyor.  Bu durum ise ilişkilerde aldatmaların çoğalmasına sebep oluyor. Bir ilişkide doyumsuzluğu kadın yaşıyor ise ve erkek bu durumun farkındaysa kendini yetersiz hissedebilir. Böylece kendini daha iyi hissedebileceği başka bir ilişkiye yönelebilir. Bu durumda çiftler ilişkileri hakkında toparlayıcı olup, düzeltebilecekleri noktaları konuşup belirlemelidirler.
  • Yeterince olgunlaşmamışlık: Erkek arkadaşınız veya eşiniz  daha önce bir ilişkiye tam anlamıyla hiç bağlanmamışsa ve yaptığı hareketlerin partnerini incittiğini fark edemiyorsa, ilişkisini yeterince dikkate  alamıyorsa  ortada ciddi bir sorun var veya ciddi bir sorun ortaya çıkabilir demektir. Çünkü daha önceki hayatında hiçbir ilişkisinde sadakat, bağlılık ve söz verme gibi  kavramları yaşamamış olan bir erkek için, aldatmak gayet normal bir harekete dönüşebilir. Tek eşliliği sadece istediği zaman giyebileceği bir kıyafetmiş gibi düşünen bu erkek tipinde, aldatmak sıradanlaşmıştır.
  • Duygusal boşluk yaşama: İlişkide doyum sağlanamayan ama henüz  dile getirilmemiş sıkıntılar, başka biriyle yaşanabilen duygusal ilişki yoluyla ortaya çıkar. Genelde ilişkinin sarsıldığı , sevgi, aşk, bağlılık barındırmayan yüzeysel bir ilişki haline gelir. Yaşadığı ilişkiden mutsuz ama bunu söyleyecek cesareti olmadığında ne yazık ki partnerini o fark edene kadar aldatmaya devam eder. Aslında erkeğin burada istediği şey, aldatıldığını fark eden kadının  ilişkiyi bitirmesidir

Bazen erkeklerin bir ilişkiyi sürdürme sebepleri  sadece çocuklar ya da maddi sebepler olabilir. Yine de bir yandan aşkı ve sevgiyi hissetmeyi özlerler ve bu duyguları da başkasında aramaya başlarlar.

  • Çevresinde aldatan kişilerin bulunması: “En yakın arkadaşım O iyi bir adam, evet başka kadınlarla görüşüyor ama karısını seviyor, belki de sevmiyor, bilmiyorum. Sevgilisini aldattığının  yanlış olduğunu ona  söylersem benimle dalga geçer, benim neyim eksik, ben de görüşürüm başka kadınlarla, kim bilecek?, kim görecek?  Dostum sevgilime söylemez zaten.”  Yani, beraber dışarıda, günlük hayatta sık sık vakit geçiren erkek arkadaşlardan birinin gözleri fıldır fıldır  olunca diğeri de bundan mutlaka etkileniyor.. Uzun ve ciddi bir ilişkisi olmayan,  tecrübesi olmayan, kısa süreli ilişkiler yaşayan, çapkın arkadaşlara sahip erkekler, aynı o arkadaşları gibi aldatma meyilli oluyor, bu arkadaşlar aldatmayı  normalleştiriyor.
  • Orta yaş krizi: Erkeklerde  ortalama 50  yaşından sonraki dönemde  zihinsel fonsiyonlarda düşüş yaşanmaya başlıyor. Huysuzluk , çapkınlık , kıskançlık gibi daha önce görülmemiş ya da sonradan artan davranış şekilleri ortaya çıkabiliyor. Bu  dönemi de orta yaş krizi olarak tanımlıyoruz. Bu davranışlar arttıkçe erkeklerde aldatma potansiyeli de artabiliyor.
  • Karşı cins ile aynı ortamda bulunma: Bir araştırmada birbirini hiç tanımayan insanlara beş dakika boyunca birbirinin gözlerine bakmaları söylenmiştir. Sonradan bu kişilerin bir kısmı evlenmeye karar vermişlerdir. Karşılıklı bakışmanın tam olarak nedeni bilinmeyen bir sebeple aşık olmayı hızlandırdığı gözlemlenmiştir.

Yakın arkadaşlık ilişkisi, insanların birbirlerinden hoşlanmasıyla başlar , sevgiyle devam eder ve cinsellikle son bulur. İnsan bu aşamaları sık görüştüğü ya da gününün çoğunu beraber geçirdiği insanlarla yaşar. Yani bir erkekte aynı şekilde çokça vakit geçirdiği, aynı ortamda bulunduğu bir kişiyle yakınlaşabilir. Bu her zaman her durumda olacak anlamına gelmez. Sadece bu koşullar ilişkiye  zemin hazırlamada etkili faktörlerdendir.

Referanslar
  • Allen, E. S., & Baucom, D. H. (2004). Adult attachment and patterns of extradyadic involvement, Family Process, 43 (4), 467-488.
  • Atkins, D. C., Baucom, D. H., & Jacobson, N. S. (2001). Understanding infidelity: Correlates in a nationalrandom sample. Journal of Family Psychology, 15 (4), 735-749.
  • Betzig, L. (1989). Causes of conjugal dissolution: a cross-cultural study. Current Antropology, 30 (5), 654-676
  • Özgün, S. (2010). The predictors of the traumatic effect of extramarital infidelity on married women: coping strategies, resources, and forgiveness. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara
  • Shackelford, T. K. (1998). Divorce as a consequence of spousal infidelity. V. C. De Munck (Ed.), Romantic love and sexual behaviour: perspectives from the social sciencesiçinde (s. 135-153). Westport, CT: Praeger.
  • Thompson, A. P. (1983). Extramarital sex: A review of the research literature. The Journal of Sex Research, 19 (1), 1-22.
  • Toplu-Demirtaş, E., & Tezer, E. (2016). Aldatmaya Yönelik Niyet Ölçeği’nin Türkçe Uyarlaması: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi4(39).
  • Tortamış, M. (2014). Evli Bireylerde Romantik Kıskançlık Türü ve Aldatma Eğiliminin Şema Terapi Modeli Çerçevesinde Değerlendirilmesi.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir