Disleksi nedir?

Yazar:

Kategori:

Disleksi kavramının kökeni Yunanca’dan gelmekte ve kelimelerle ilgili zorluklar anlamını içermektedir. Özel öğrenme bozukluğu olan disleksi ; kişinin yeterli zekâya, sosyo-kültürel fırsatlara ve kişiye  uygulanan normal ve yeterli bir eğitime rağmen verimli okuma becerisi kazanmada meydana gelen beklenmedik kalıcı başarısızlığı olarak tanımlanmaktadır. Başka bir ifadeyle disleksi, bireyin normal veya üstün zeka düzeyinde olmasına karşın okuma, yazma, dil becerileri ve matematik gibi akademik becerilerinde problemlerin/sorunların yaşanması durumudur. Genellikle okuma bozukluğu olarak kendini gösteren disleksi dikkat ve belleği de etkilemektedir (aBalcı, 2017).

Disleksi ne değildir ?

Disleksinin; beyinsel bir hastalık, zihinsel bir engel, zeka geriliği, duyu organlarındaki problemler veya davranış bozukluğu nedeniyle ortaya çıkan bir öğrenememe durumu olmadığı belirtilmektedir.

Disleksinin nedenleri nelerdir ?

Disleksinin nedeninin kesin olarak bilinmediği belirtilmektedir. Fakat bu konu hakkında çeşitli görüşler de bulunmaktadır. Örneğin Yeni Bilim Adamı Dergisi’ne göre disleksi ‘doğuştan gelen gelişimsel disleksi’ ve ‘travmaya bağlı disleksi’ olmak üzere ikiye ayrıldığı belirtilmektedir. Doğuştan gelen gelişimsel disleksi kendi içerisinde doğum öncesi, doğum sırası, doğum sonrası ve kalıtsal olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır. Doğum öncesi disleksi oluşumuna zemin hazırlayan etkenler arasında annenin sağlıksız veya yeterli beslenememesi ve bilinçsiz olarak kullandığı ilaçlar gösterilmektedir. Doğum sırasında annenin uzun ve zor mücadeleli doğum tecrübesi, plasenta ve göbek kordonu anomalileri doğum sırasında disleksiye örnek verilebilmektedir. Doğum sonrasındaki disleksiye bebeğin nefes almasındaki gecikme veya güçlük, geçirdiği ateşli hastalıklar ve başa alınan darbeler örnek gösterilebilmektedir. Son olarak kalıtsal disleksiye ise ailede öğrenme bozukluğu olan yani disleksi olan başka kişilerin de bulunması örnek gösterilebilmektedir.

Disleksi belirtileri nelerdir ?

Disleksi, bireylere göre farklılık göstermekte ve bireyin yapısı, aldığı eğitimin süresi ve kalitesi, çevresel/dış faktörler  gibi etkenler disleksinin yapısını değiştirebilmektedir. Genel olarak disleksinin belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Konuşmayı öğrenmede gecikme,
  • Harfleri öğrenememe,
  • Numaraları ezberlemede güçlük yaşama,
  • Akıcı okumada sıkıntı yaşama
  • Uzun okuma parçalarını takip etme ve okumada güçlükler yaşama,
  • Yabancı bir dil öğrenmede zorlanma,
  • Matematiksel işlemleri yapmada sıkıntı yaşamadır.

Disleksili bireyler  bu güçlükler nedeniyle eğitim hayatına uyum sağlayamamakta,düşük benlik algısı geliştirerek kendilerini arkadaşlarından, okuldan ve toplumdan soyutlamaktadırlar (aBalcı, 2017). Disleksili bireylerin akademik olarak yaşadıkları bu sorunlar, onların zihinsel süreçlerinden kaynaklanan bir problem değildir. Aksine bu bireyler çoğu zaman normalin üstünde bir zekâya sahiptir ve pek çok bilişsel alanda başarılı olmaktadırlar. Zekâsına ve aldığı sınıf içi okuma eğitimine rağmen okuma problemi yaşadığı tespit edilen her bireye daha okuma eğitimi tamamlanmadan, ilk şüpheler gerçekleştiğinde gerekli önleyici müdahaleler uygulanmalıdır. Yapılan çalışmalara göre, disleksili bireylerin okul öncesinde okuma ile ilgili aile ortamında yeterince uyaran almadıklarını ve deneyimlerinin az olduğunu, bununla birlikte etkili bir eğitimle okuma sorunlarının üstesinden gelebildikleri görülmektedir (bBalcı, 2017).

Disleksili çocukların  genel davranış özelliklerine örnek vermek gerekirse bunlar:

  • Birbirine yakın heceli kelimelerde sesleri karıştırma (‘su’ kelimesi yerine  ‘bu’ kelimesini kullanma),
  • Ayakkabı bağcıklarının bağlanmasında güçlük yaşama,
  • Sağ ve solu karıştırma,
  • Zaman ve yön kavramlarını birbirine karıştırma,
  • Okuma ve yazmayı geç öğrenme,
  • Yavaş ve hatalı okuma,
  • Benzer kelimeleri birbirine karıştırma (‘incir’ yerine ‘zincir’ kelimesini kullanma),
  • Kelimeleri yanlış heceleme,hece atlama, heceleri tersten okuma,
  • Aşırı düzensizlik,
  • Dikkat dağınıklığı ve çabuk unutma,
  • Şekil, sembol ve işaretleri tersten algılama ve yazma( ‘+’ yerine ‘x’ yazma),
  • Kurulan cümlelerin sonunu getirmede zorluk yaşama ve genelde kısa cümleler kurma,
  • Organize etme, sentez ve analiz yapmada güçlük yaşamadır (Salman, Özdemir, Salman ve Özdemir, 2016).

Disleksi hakkında yanlış bilinenler

  • Disleksili bireyler ‘geriye okuma’ yaparlar
  • Erkeklerin kızlara oranla disleksi olma ihtimali daha fazladır
  • Sol el kullananların disleksili olma oranı daha fazladır
  • Disleksili bireylerin hepsi özel yetenekli bireylerdir
  • Başarılı bireylerin disleksili olma ihtimali yoktur
  • Zekâ ile disleksi arasında doğrusal bir ilişki vardır
  • Disleksi toplumlarda nadir görülen bir durumdur
  • Bir birey okuyabiliyorsa o disleksili olamaz
  • Okuma eğitimi başlamadan önce bireydeki disleksi teşhis edilemez
  • Disleksi çocuklarda bulunur, yetişkinlerde bulunmaz
  • Disleksi yalnız medikal tedavi yöntemleri ile tedavi edilebilir (aBalcı, 2017).

Tüm bunlar, disleksinin tanı ve tedavi sürecini olumsuz etkileyebilecek, araştırmalarca kanıtlanmamış bilgilerdir.

Disleksi problemi olan çocuğa nasıl yardım edilmelidir ?

Anne ve babalar disleksi konusunda yeterli bir bilince sahip olmadıklarında çocuğu suçlayıcı tavırlar sergileyebilmektedir. Örneğin ‘neden yapamıyorsun, çok yaramazsın, yaramazlık yaparsan tabi ki yapamazsın’ gibi suçlayıcı tavırlar çocukta kalıcı sorunlara yol açabilmektedir. Diğer taraftan dislektik çocukların okul derslerinde başarısız olma durumlarında özgüven sorunu yaşayabilmekte ve çoğu zaman bu durum arkadaşları tarafından alay konusu olabilmektedir. Böyle bir sorun yaşayan çocuk çevresi tarafından olumsuz etkilenip karamsarlığa ve içine kapanıklığa sürüklenebilmektedir. Bu sorunların yaşanmaması için ve çocuğun psikolojik sağlığı için ebeveynlere öneriler şu şekildedir:

  • Sabırlı olun
  • Motive edin
  • Oyunlarla destekleyin
  • Başkalarıyla kıyaslamayın
  • Okul idaresi ve öğretmeni ile işbirliği yapın
  • Özel yeteneklerine yönelin
  • Yeteneklerini takdir edin
  • Dikkat dağıtıcı eşyaları kaldırın
  • Öğrenmeyi oyunlar ile eğlenceli hale getirin
  • Sevginizin başarıyla orantılı olmadığını gösterin

Disleksi tedavisi

Disleksili olan çocuk ve gençlerin eğitiminin sadece normal sınıf müfredat programı ve özel dersler ile gerçekleşmesi mümkün değildir. Tanı konulup değerlendirme yapıldıktan sonra oluşturulacak özel eğitim programları ve yapılacak eğitsel terapiyle öğrenme süreci başarıya ulaşabilmektedir. Disleksi, terapi yapılmadan kendiliğinden düzelememektedir (Salman, Özdemir, Salman ve Özdemir, 2016). Disleksi tedavisi için en etkili yöntem özel eğitim programları ile sağlanmaktadır. Bu özel eğitim programlarındaki araç-gereçler (oyunlar, materyaller vb.) disleksiyi tamamen orrtadan kaldırmasa da çocuğun öğrenme sürecindeki engelleri kolay bir şekilde aşmasını sağlamaktadır.

Disleksi tedavisi ile ‘Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları’ bölümü ilgilenmektedir. Bu bölümdeki uzmanlar disleksi teşhisi koymak için okuma bozukluğu ve öğrenme bozukluğu testi gibi testler uygulamaktadır. Disleksinin kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Fakat disleksi ile beraber görülebilecek diğer bozukluklara yönelik tedavi şekilleri vardır. Örneğin; DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) disleksi ile görülebilen bir bozukluktur. Böye bir durumda dikkat eksikliği için ilaçlı veya ilaçsız tedavi yöntemleri bulunmaktadır (Asfuroğlu ve Fidan, 2016).

Disleksi için öneriler

Disleksinin ortaya çıkma nedeni her ne olursa olsun, önemli olan ailenin bu sorunun varlığını kabul edip ve çözümlenmesi için alanında uzman bir eğitimciye götürmesidir. Disleksi olan çocukların aileleri çoğu zaman bu sorunun nedenini dış etkenlere bağlamakta ve hemen okul veya öğretmen gibi dış etkenleri değiştirmektedir. Bazen de bu aileler suçluluk duymakta ve kızgınlık hissetmektedir. Bu durum endişe verici bir boyuta dönüşmekte ve aileleri depresyona kadar sürükleyebilmektedir. Bu nedenle öncelikli olarak ailelerin bu sorunu kabul etmesi ve çözmek için yardım yolları araması gerekmektedir.

Disleksi belirtileri fark edilir edilmez çocuk, bir uzmana  götürülmelidir.

Disleksi özel bir uzmanlık ve yardım süreci gerektirir, bu yardım öğretmenlerden beklenmemelidir. Gerekli tıbbi ve psikolojik ölçümler yapılmalı, psikoeğitim ve psikiyatrik destek sağlanmalıdır. Disleksili olan çocuk, kimseyle kıyas yapılmadan ve özel durumu inkar edilmeden kabul edilmelidir. Ebeveynlerin bu hususta sabırlı, anlayışlı ve hoşgörülü olmaları tavsiye edilir.

Başta ebeveynler olmak üzere tüm aile bireylerinin tutarlı olması gerekmektedir. Çocuğa karşı bir gün sabır gösterip diğer gün sabırsız davranılmamalıdır. Okul ve öğretmenleri ile yakın ve sürekli bir iletişim sürecine girilmeli ve ortak adımlar atılmalıdır. Okul dışında, gerekli destekleyici eğitim ve çalışmaların yapılması için ilgili yerlere yönlendirilmelidir.

Özgüven kazanması için gerekli desteğin verilmesi, sosyal faaliyetlere yönlendirilmesi, yapabildiklerinin takdir edilmesi ve teşvik edilmesine dikkat edilmelidir. Her çocuğun büyüme, gelişme ve öğrenme seviyesi ve süresinin farklı olduğunun bilincinde olarak, çocuğa sevgi ve özenle yaklaşılmalıdır (Salman, Özdemir, Salman ve Özdemir, 2016).

Disleksi kavramının kökeni Yunanca’dan gelmekte ve kelimelerle ilgili zorluklar anlamını içermektedir. Özel öğrenme bozukluğu olan disleksi ; kişinin yeterli zekâya, sosyo-kültürel fırsatlara ve kişiye  uygulanan normal ve yeterli bir eğitime rağmen verimli okuma becerisi kazanmada meydana gelen beklenmedik kalıcı başarısızlığı olarak tanımlanmaktadır. Başka bir ifadeyle disleksi, bireyin normal veya üstün zeka düzeyinde olmasına karşın okuma, yazma, dil becerileri ve matematik gibi akademik becerilerinde problemlerin/sorunların yaşanması durumudur. Genellikle okuma bozukluğu olarak kendini gösteren disleksi dikkat ve belleği de etkilemektedir (aBalcı, 2017).

Kaynaklar
  • Asfuroğlu, B. Ö., & Fidan, S. T. (2016). Özgül Öğrenme Güçlüğü. Osmangazi Tıp Dergisi, 38(1), 49-54.
  • aBalcı, E. (2017). Disleksi Hakkında Gerçekler: Disleksi Nedir ve Ne Değildir? Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19(1), 1-17.
  • bBalcı, E. (2017). Dyslexia: definition, classification and symptoms. SDU International Journal of Educational Studies, 4(2), 166-180.
  • Salman, U., Özdemir, S., Salman, A. B., Özdemir, F. (2016). Özel Öğrenme Güçlüğü ‘’Disleksi’’. FNG & Bilim Tıp Dergisi, 2(2), 170-176.
  • https://www.mentalup.net/
  • https://www.genelsaglikbilgileri.com/

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir