Üniversite hayalinize ulaşmak için önünüzdeki ilk basamak olan YGS geldi çattı. Zaman su gibi aktı ve beklenen gün oldukça yaklaştı. LYS sınavı için iyi bir avantaj yakalamak isteyen öğrencilerin birçok taktik uygulayacağı YGS sınavında büyük handikap yaratan durumlardan biri de genellikle stres oluyor. Gecesini gündüzüne koyup emek vererek hazırlanan öğrencilerin sınav için endişelenmeleri de oldukça normal aslında. Ancak bu endişeyi kendilerine zarar verecek boyuta taşımaları ve aslında yenebilecekleri bir düşüncenin altında ezilmeleri normal değil.
Peki bu düşünceden, baskıdan veya popüler adıyla stresten kurtulmak mümkün mü?
Tabi ki mümkün. Bu yazımızda sınav anında stresinizi kontrol edebileceğiniz yöntemleri anlatıyoruz.
Sınavda anı düşünün
YGS veya diğer sınavlar fark etmez, sınav anında sadece sınava odaklanın. Sınav sonucunu veya sonrasını düşünmek krizi atlatmanıza yardımcı olmaz. Sınav anına yoğunlaşıp, başka hiçbir şey düşünmemeniz başarınızı arttıracaktır. Tabi bu sınavın geleceğinizi etkilediği gerçeğini değiştirmez. YGS ve LYS geleceğinizi şekillendirmeniz için önemli aşamalar; ancak her yıl kazanan onca öğrenci arasında olmak zor değil. Sınavda sorulara odaklanın, bilgilerinizi soruları çözmek için kullanın ve daha önce uyduğunuz soru çözme sırasına bağlı kalın. Örneğin tüm deneme sınavlarında önce Türkçe dersinden başlayıp sonra Matematiğe ve daha sonra Sosyal Bilimlere geçtiyseniz, YGS’de de aynı sıralamaya uymanız, size geçmiş deneyimlerinizi hatırlatacağı için, tanıdık bir an yaşatır. Bu da stresinizi yenmek için oldukça kullanışlı bir taktiktir.
Sınavdan önce “kazanacak mıyım, kazanamayacak mıyım, üniversiteye yerleşecek miyim açıkta mı kalacağım” düşünceleri sağlıklı değildir. Bu düşüncelerin yerine “şu ana kadar yapılabilecek her şeyi yaptım, bu yüzden sonuç ne olursa olsun pişman olmayacağım” şeklindeki düşünce kaygıyı azaltıcı ve rahatlatıcı olacaktır.
Ailelerin kaygıya etkisi var mı?
Hem sınav öncesinde hem de sınav günü ailelerin en çok yaptığı yanlışlardan biri, çocuklarını rahatlatmak amaçlı söyledikleri yanlış cümlelerdir. Sınavın önemli olmadığı, sonucun başarılı da olsa, başarısız da olsa sen bizim çocuğumuzsun, tarzındaki yaklaşımlar, öğrencinin zihninde “demek ki ailem benim için sınavın kötü geçebileceğini de düşünüyor” düşüncesini uyandıracağı için uzak durulması gereken düşüncelerdir. Bazen masum sözcükler amaçlanandan farklı duygulara neden olabilmektedir.
Zaman yönetimini iyi uygulamak gerekiyor
Öğrencilerin daha önceki sınav deneyimlerinden akıllarında kalan olumsuz düşüncelerinden biri de soruları yetiştirebilecek miyim kaygısı. Aslında YGS’de her öğrenciye fazlasıyla yetecek kadar zaman tanınıyor. Sayısal öğrencilerin soru çözme hızları genelde iyi olduğu için sözel derslere bile vakit ayırabildikleri, eşit ağırlıktan hazırlanan öğrencilerin Fen Bilimleri sorularına hiç bakmadan 120 sorudan oluşan diğer üç testi 160 dakikada cevaplayacak olmaları ve sözel öğrencilerin Fen ve Matematik testlerine bakmadan yaklaşık 80 soruyu 160 dakikada çözecek olmaları zaman yönetimi konusunda durumun öğrenci lehine oldukça olumlu olduğunu göstermektedir.
Öğrencinin vakit gerektiren soruları ikinci tura bırakmaları, ilk etapta kolay ve hızlı çözülebilen soruları çözmeleri gerekir. Tüm sorular bittiğinde çelişkide kaldıkları ve hiç bakamadıkları sorulara dönmeleri en iyi taktiktir. Böylece tüm sorulara bakabilmek mümkün olacaktır.
Sınav yeri ile ilgili yapılması gerekenler
Öğrencilerin sınava girecekleri yerleri daha önceden görmeleri, hatta mümkünse sınava girecekleri salonu görmeleri, sıralarına oturmaları kaygıyı azaltmanın en etkili yollarından biridir. Böylelikle öğrenci sınav günü yabancı bir turist gibi değil, ortamı tanıyan, binayı daha önceden incelemiş biri olarak, tabiri caizse ev sahibi olarak sınav salonuna girecektir.
Sınav salonuna ilk girenlerden biri olmak da, daha sonra gelenlere oranla daha rahatlatıcı olmaktadır. En azından salona son giren olmamak çok önemlidir.
Sınav anında bunalan öğrenci ne yapmalı?
YGS gibi çoktan seçmeli sınavlarda öğrenciler zaman zaman yorulduklarını hissedebilmektedir. Böyle bunaldığını düşündüğü durumlarda öğrencilerin 3-4 saniye kadar kitapçıktan uzak kalmaları ve gözlerini kapatıp derin nefes almaları işe yarayacaktır.
Sınava nasıl gidilmeli?
Öğrencilerden daha çok aileler çocuklarının iyi bir gün geçirmesi için farklı içeriklerde kahvaltılar hazırladıkları, uğur getirsin diye öğrencinin stresini arttıracak etkinliklerde bulundukları görülmektedir. Bu durumda ailelerin kendilerini öğrencinin yerine koymaları ve empati kurarak düşünmeleri önemlidir. Öğrenci her zamankinden farklı davranan ailesinin, bunları sınav için yaptığını bilecek ve sınava yönelik kaygısını arttıracaktır. Oysa ki her günkü gibi uyanmak, her zamanki gibi bir kahvaltı yapmak ve mümkünse düğüne gider gibi tüm aile fertleriyle değil, ideal olarak bir kişinin refakatinde sınava gidilmesi en uygunu olacaktır.
Sına başlamadan bir saat önce sınav merkezinde bulunmak, geç kalmanın yaratacağı endişeyi önlemek için önemlidir.
Neden sonucu düşünmemeliyiz?
İnsan yaratılışı gereği geleceği önceden bilemez. Önceden bilemeyeceği bir gelecek için kaygılanması normal ve aşılması zor bir durum gibi görünse de aslında sonuç odaklı düşünmek yerine süreç odaklı düşünmeyi becerebilse, her insan belirli bir zaman aralığında bu kaygısını yenmeyi başarabilir.
Sonuç gelecek ile ilgili bir kavram olduğundan bu an’ın konusu olmamalıdır. Bu an’ın konusu bu an yaşananlardır. Sınavlar için düşünürsek bu an’ın konusu soru çözmektir, tüm sorulara bakabilmektir, bilgileri sorular üzerinde kullanabilmektir. O yüzden an’ı yaşayın ve sorulara odaklanın.
Bu şekilde düşünürseniz, sonradan öğrenilen kaygının sınavlarınızı etkilemesine asla izin vermezsiniz. Nasıl şu an burada okuduklarınıza odaklanıyorsanız, sınavda da yapacağınız şey aynısı. Bakın öğrendiniz bile.
Hepinize mutluluk dolu yarınlar diliyorum.
Yazar: Psikolojik Danışman Memet KAYMAZ
Bir yanıt yazın