OKB nedir?

OKB (Obsesif kompulsif bozukluk), obsesyon, kompulsiyon ya da her ikisinin birlikte görüldüğü bir tablodur. Obsesyon, kişiye rahatsızlık verici düşünce, zihinsel imge ya da dürtülerdir. Obsesyonlar, rahatsız edici olmalarına rağmen sürekli ortaya çıkarlar. Kompulsiyon (ritüel), kişiyi obsesyonların verdiği kaygı ya da rahatsızlıktan uzak tutan ya da kötü bir şeylerin olmasının önüne geçmek için gerçekleştirilen eylemlerdir.

Sık görülen obsesyonlara şu örnekler verilebilir:

  • Hastalığa yakalanma korkusu: AİDS ya da kanser gibi
  • Zehirli maddelere dokunma korkusu: Böcek öldürücüler gibi
  • Birini yaralama ya da öldürme korkuları: Sıklıkla çocuk ya da eş gibi, sevilen birini
  • Bir şeyleri yapmayı unutma korkusu: Ocağı söndürmek ya da kapıyı kilitlemek gibi
  • Utanç verici ya da ahlaki olmayan bir şey yapma korkusu: Müstehcen şeyleri söylemek gibi

Sık görülen kompulsiyon (ritüel) örnekleri:

  • Aşırı yıkanma ya da temizlenme: Elini ya da vücudunu gün içinde defalarca yıkamak gibi
  • Kontrol etme: Ocağın söndürülmüş kapının kilitlenmiş olduğunu kontrol etmek gibi
  • Tekrarlama eylemleri: Işıkları 10 kez yakma ya da kapatma gibi
    Biriktirme ya da eşyaları muhafaza etme: Eski gazete ya da kağıtları atamamak gibi
  • Nesneleri bir düzen içine yerleştirme: Ortamdaki her şeyin simetrik olmasından emin olmak gibi

OKB yaşayan pek çok kişi, endişelerinin gerçekçi olmadığını ve kompulsiyonlarının saçma olduğunu bilirler. Ama buna rağmen, obsesif düşünce ve kompulsif davranıştan kendilerini alamazlar.

OKB düşünüldüğünden yaygın bir sorundur. Her 40 kişiden biri yaşamının belirli bir döneminde bu sorunu yaşayabilmektedir.

Obsesif kompulsif bozukluk ciddi sorunlara yol açabilir. OKB sahibi kişiler hayatının önemli bir kısmını kompulsiyonları için (mesela temizlik) için harcarlar. Bu durum da onların hayatını zorlaştırır. Pek çok OKB’li kişi, kendileri için rahatsızlık verici ortamdan uzak durur ve eve bağımlı hale gelebilir. Pek çoğu, ritüelleri için aile üyelerinden destek almak zorunda kalırlar.

OKB neden olur?

Obsesif-Kompulsif bozukluğun kesin nedeni bilinmemektedir. Oluşumunda genetik yatkınlığın önemli rol oynadığı düşünülmektedir.

OKB’li kişilerin ailelerinde sıklıkla, OKB’li ya da başka kaygı bozukluğuna sahip kişilere rastlanmaktadır. Ancak genetik yapı tek başına OKB’yi açıklayamaz. Temel yaşantılar da OKB oluşumuna etki etmektedir.

OKB nasıl gelişir?

Yapılan çalışmalar, OKB’ye sahip insanların düşünce yapısının toplumun % 90’ında da var olduğunu göstermektedir. Yani neredeyse herkes, sıkıntı verici düşüncelere sahip olabilir. Bununla birlikte OKB’lileri endişelendiren düşünceler, onların inanç yapılarına ve değerlerine ters düşmektedir. Mesela, çok dindar bir adam ALLAH’a küfretmekten, çocuğunu çok seven bir adam ona zarar vermekten endişe eder. OKB geliştiren kişiler, bu düşüncelerinden rahatsız oldukları için onlardan kaçınır, uzak durmaya çalışır. Sıklıkla bu düşüncelerine engel olmaya çalışırlar. Burada şöyle bir sorun ortaya çıkmaktadır: Bir şeyi düşünmemeye çalışmak, o düşünceyi bırakmak için daha çok çabaya yol açmaktadır. Bunun için 60 saniye içinde, burnunuzu düşünmemeye çalışın. Bunu yapmaya kalkarsanız muhtemelen aklınıza ilk gelecek şey burnunuz olacaktır.

Kişiler rahatsız edici düşünceler kaçamadıklarını fark edince, kaygılarından kurtulmak için başka yollara başvururlar. Mesela çok fazla yıkanırlar, sessizce dua etme bu yollara örnek olarak verilebilir. Bu onların kaygılarını genellikle o an için azaltır. Ancak zamanla, iyi hissetmek için daha fazla eyleme ihtiyaç duyarlar. Bir süre sonra bu eylemler kompulsiyon halini alır. Dolayısıyla bir kısır döngü ortaya çıkar.

Bilişsel davranışçı terapi OKB için nasıl yardımcı olur?

OKB yaşayan kişiler, hiçbir kompulsiyona (eyleme) başvurmadan kendilerini endişe verici düşüncelere bırakmayı korkutucu bulurlar. Düşünceler ortaya çıktığında bir şey yapmak zorunda hissederler, bir şey yapmadıklarında çıldıracakmış gibi hissederler.

Bilişsel-davranışçı terapi size, kompulsiyona başvurmadan kaygınızı kontrol altına almayı öğretir. Terapi sürecinde vücudunuzu gevşetmeyi ve daha az endişe verici düşünce şekillerini geliştirmeyi öğrenirsiniz. Ayrıca korkularınızdan kaçmak yerine onlarla yüzleşerek onları alt etmeyi öğrenirsiniz. Şu anda sahip olduğunuz duygular, bu söylediklerimize inanmanıza engel olabilir. Ama dünyada yapılan çalışmalar bu durumu doğrulamaktadır. Terapistiniz, en çok korktuğunuz durumlarla aşamalı bir şekilde yüzleşmenizde size yardımcı olur. Ve zamanla, rahatsızlık veren düşüncelerinizi “sadece düşünce” olarak kabul etmeyi öğrenirsiniz.

Obsesif-kompulsif bozukluk için geliştirilen bilişsel-davranışçı terapi genelde 20 seans sürer. Belirtilerin şiddetine göre bu süre değişebilir.

Yapılan bilimsel çalışmalar, obsesif-kompulsif bozukluk için bilişsel-davranışçı terapiyi tamamlayan kişilerin % 80’inden fazlasının orta ve iyi derecede düzeldiğini göstermektedir. Terapiden sonra da kişiler eski alışkanlıklarını sürdürme eğilime girebilirler. Ancak davranışları üzerinde çok daha fazla kontrol sahibi olurlar. Genel olarak, insanlar terapiden sonra da iyilik hallerini devam ettirebilmektedirler.

OKB’de ilaçların etkisi nedir?

OKB’de ilaçların % 50-60 düzeyinde etkili olduğu bilinmektedir. Ancak burada önemli bir nokta, birçok kişi ilaçlar kesildikten sonra belirtilerin geri geldiğini belirtmektedir. Bu yüzden ilaç tedavisine paralel olarak bilişsel-davranışçı terapinin de uygulanması gerekir. Bazıları için, ilaç tedavisi ve bilişsel-davranışçı terapi kombinasyonu en iyi sonucu vermektedir.

OKB’nin bilişsel davranışçı terapisinde sizden ne beklenir?

Terapinin başında kaygılı hissedebilir ve ümitsizlik yaşayabilirsiniz. Ancak terapistiniz size, kaygınızla baş etmenin yeni yollarını öğretecektir. Aynı zamanda korkularınızla yüzleşmeye başlamanızda size destek olacaktır. Yeni becerilerinizi uygulamaktan kaçınmamalısınız. Yaşadığınız tüm zorlukları terapistinizle paylaşmanız sizin için süreci kolaylaştıracaktır. Terapi sürecinde ümidinizin kırıldığını hissettiğiniz zamanlar olabilir. Lütfen değişimi ve iyileşmeyi isteyen yanınıza şans verin.

Yorum yapın