Bu yazıda, kadınlar neden aldatır, sorusunu psikolojik bir perspektiften ele alıyoruz.
Severek başlayan mutlu bir romantik ilişki hiç beklenmedik şekilde eşler arası çatışmayla karşılaşmakta ve aldatmayla sonlanabilmektedir. İlişkinin mükemmel derecede iyi başlaması mükemmel devam edeceğine yönelik beklenti oluşturmaktadır. Beklentiler ne yazık ki her zaman olumlu sonuçlanmamaktadır. Saygı ve sevgi dolu eşler ilişkinin bir noktasında bambaşka kişiler haline gelebilmekte, birbirlerine karşı ilişkinin başında olduğundan çok daha duygusuz, acımasız tutumlar sergileyebilmektedir.
İlişkinin başında görülen kusursuz uyum, eşler arası sağlıklı iletişim, eşlerin birbirlerine gösterdikleri sevgi ve sıcaklık sanki hiç olmamış gibi birbirlerini anlamayan ve anlaşamayan iki yabancı haline gelebilirler. İlişkinin böyle bir duruma gelmesinin sebebi olarak da eşler genellikle karşı tarafı suçlama ve kendini aklama eğilimi göstermektedir. Çoğu zaman gerçek sorunlar konuşulmaz ve sağlıklı iletişim kurulamaz.
Gerçekten ilişkinin neden bozulduğu, kimin bunda ne kadar payı olduğu sorulan sorular arasında yer almamaktadır. Giderek birbirinden uzaklaşan ve kopma noktasına gelen eşler sorunu çözmek yerine üstünü örterek dikkatlerini dışarıya yöneltebilmektedir. Çoğu zaman kendileri gibi ilişkilerinde sorun yaşayan veya bekâr arkadaşlarıyla zaman geçirerek eski mutluluklarına ulaşmaya çalışırlar. Kendi ilişkisinden uzaklaşarak yeni bir heyecan arayan kişi farklı insanlarla tanışır ve hatta eşini bu insanlarla tek gecelik veya sürekli olarak aldatabilir. Eşler arası aldatma konusunda akla ilk başta erkeklerin kadınları aldatması gelmektedir. Bu durumda toplumsal normların, kültürün ve toplumsal cinsiyet rollerinin etkisi olmaktadır. Ancak modern dünyada her şey artık farklılaşmakta olup giderek ekonomik açıdan bağımsızlık kazanan ve haklarını tanıyan kadınlar erkeklerle her konuda eşit konuma gelmektedir.
Aldatma kavramı
Aldatma, geçmişten günümüze evlilikler ve yakın ilişkiler için büyük bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Geçmiş yıllarda daha az görülen aldatma davranışı, teknolojinin gelişip internetin hayatımıza girmesiyle, son yıllarda oldukça hız kazandı.
Akıllı telefonlar ve sonsuz uyaranlar zincirine sahip internetle her bireyin kendine ait özel bir dünyası oluşmaya başladı. Karşı cinsle iletişim sorunu yaşayan kişiler, internet üzerinden çok daha kolay iletişim kurmakta ve çok fazla kişiye ulaşma imkânına sahip olmaya başlamışlardır.
Evliliklerde veya ilişkilerde eşleri birbirine bağlayan en önemli etken sadakattir. Eşler, evlenirken her konuda birbirlerine sadık kalacaklarına dair söz verirler. Ancak evliliklerde, sadakati ortadan kaldıran veya zayıflatan durumlar yaşanabilir. Sadakatsizlik, mevcut birliktelik dışında olan kişilerle yaşanan duygusal veya fiziksel ilişki sonucu, mevcut birlikteliğin beklentilerinin çiğnenmesidir. Aldatma ise, sadakatsizlik sonucu ortaya çıkan ve dürüstlük sınırları dışında kalan söylem ve davranışlardır.
Aldatma ve sadakatsizlik eş anlamlı değildir. Sadakatsizlik bir seçimken, aldatma bu seçim sonucu ortaya çıkan ve kaçınılmaz olan bir sonuçtur. Aldatmanın nedenlerine bakıldığında oldukça karmaşık bir yapı karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak sık karşılaşılan aldatma nedenleri şunlardır:
- Evlilik ilişkisinin nasıl olduğu aldatma konusunda önemli bir yer tutmaktadır. Evlilikten alınan düşük doyum ya da cinsel ve duygusal ilişkilerin az sayıda ve düşük kalitede olması, aldatma için bir sebep oluşturabilmektedir.
- Evlilik dışı ilişki ile ilgili en yaygın kabul gören görüşlerden biri de evliliklerdeki mutsuzluk ve çatışmalardır. Mutsuzluk ve çatışma arttıkça aldatma eğilimi de yükselmektedir.
- Bir diğer nokta ödül-bedel ilişkisidir. Kişi ilişkiden alacağı ödül yani haz ve doyumun, ödeyeceği bedelden(bireyi kısıtlayıcı etmenler) yüksek olduğu ilişkileri tercih eder. Ödül ve bedel arasındaki fark pozitiften, negatife dönmeye başladığında kişi ilişkiyi sonlandırma eğilimine girebilir.
- Cinsellik, aldatmada payı olan önemli faktörlerden biridir. Kaliteli ve doyurucu bir cinselliğin yaşanmadığı ilişkiler kişileri aldatma davranışına yöneltmektedir.
- Çiftlerden birinin ilişkiye gereken hassasiyeti ve bağlılığı göstermemesi ve bireyin söz konusu ilişki için bir gelecek olmadığını düşünmesi yine aldatmaya yol açabilmektedir.
- Aldatmanın bir diğer nedeni normalleşmedir. Televizyon, sinema ve diğer kitle iletişim araçlarında sıkça işlenen aldatma temasının aldatmayı bireyin gözünde normalleştirebileceği ve bir moda algısı oluşturabileceği belirtilmiştir.
- Bir başka neden sosyal arka plandır. Genç evlenme, gençliğinde birden fazla romantik ilişki yaşama, tutucu bir kültürde yetişme, anlaşmalı evlilikler gibi faktörlerin aldatma davranışı üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir.
- Son olarak da bireyin ilişkideki monotonluktan kurtulmak istemesi ve yeni bir heyecan arayışı içinde olması aldatma davranışına neden olabilmektedir.
Aldatma türleri nelerdir?
Aldatmanın türü, ilişki üzerindeki etkilerinin nasıl ve ne derecede olacağını etkilemektedir.
Aldatma genel olarak duygusal aldatma ve cinsel aldatma olarak iki başlık altında incelenmektedir.
Cinsel aldatma
Cinsel aldatma, bireyin partneri dışındaki biriyle cinsel ilişki içinde bulunması olarak tanımlanırken, duygusal aldatma ise bireyin partneri dışındaki birine âşık olması ya da derin duygusal bir bağın paylaşılması şeklinde tanımlanmaktadır. Cinsel ve duygusal aldatmanın cinsiyete göre değerlendirildiği çalışmalar da mevcuttur. Yapılan araştırmalara göre erkeklerin partnerini daha çok cinsel olarak aldattığı, kadınların ise duygusal bir yakınlık ihtiyacı ile aldatma girişiminde bulunduğu açıklanmıştır. Bunun yanında erkekler partnerlerinin kendilerini cinsel olarak aldatıp aldatmadığını dikkate alırken kadınların, herhangi bir fiziksel unsur içermese bile duygusal yakınlaşmayı sadakatsizlik olarak değerlendirdiği görülmektedir.
Duygusal aldatma
Duygusal aldatma kıskançlık duygu durumuna neden olurken, cinsel aldatma öfke duygu durumunu uyandırabilmektedir. Araştırmalar sonucu kadınların duygusal, erkeklerin ise cinsel aldatılma karşısında daha çok kıskançlık duyduğu sonucuna ulaşmıştır. Erkekler, kadınların cinselliğe duygusal yakınlık yüklediklerinin farkına vardıklarında, cinsel aldatılma durumunda daha çok kıskançlık duyabilmekte, kadınlar da erkeklerin cinselliği heyecan ve fiziksel rahatlamayla ilişkilendirdiklerini düşündükleri için cinsel aldatılmadan çok duygusal aldatılma durumunda kıskançlık duymaktadırlar.
Kadınlar eşlerini neden aldatır?
Özellikle ülkemizde yaygın olan “Erkekler aldatır.” inancı giderek gerçekliğini kaybetmektedir. Geçmiş yıllar için geçerli olabilecek bir genelleme olsa da, son yıllarda kadınların iş dünyasında yer alarak kariyer ve para kazanma alanlarında erkeklerden daha iyi konuma gelmiş olmaları, kimseye ihtiyaç duymadan, bağımsız bir şekilde hayatlarına yön verebilmeleri kadın zihniyetinin büyük oranda değişmesine sebep oldu.
Evde oturup çocuk bakmak zorunda olmayan, her akşam kocasına yemek yapmak zorunda hissetmeyen, dışarı çıkarken eşinin iznine gerek duymayan, daha modern ve kendi ayakları üzerinde duran kadın figürü ortaya çıktı. Bu gelişmelerle kadınlar da en az erkekler kadar dışarıda vakit geçirmekte, para kazanmakta ve eve akşam yorgun gelmektedir.
Zamanla kadın ve erkek rolleri birbirine yaklaştı hatta günümüzde bu iki cinsiyet sonunda eşit konumda yer almış oldu. Bu eşitlik kadının erkeğe ilişkide mecbur olmadığı bilincine ulaştı. Erkek istediğini yaparsa kadın da istediğini özgürce yapabilecek olgunluğa geldi. Kadınların kendine güvenlerindeki artış ve maddi açıdan bağımsız olmaları, ilişkilerinde herhangi bir problem olduğunda serbest hareket edebilmelerine olanak tanıdı.
Aldatan kadın olduğunda sorun genellikle yakınlık arayışı ve eşinin veremediği ya da vermediği sevgi, ilgi, kabul edilme, saygı görme, beğeniliyor olma duygularını verecek birini bulma ihtiyacıdır. Kadın aldattığında cinsellik genellikle aldatmanın başlıca nedeni değildir (tabii ki her zaman değil). Peki bu durumda kadınları aldatmaya iten sebepler neler olabilir hep birlikte bakalım.
- Duygusal olarak ihmal edilmiş hissetme: Kadınlar için ilişkideki sıcaklık, sevgi ve duygusal ihtiyaçların karşılanması erkeklere nazaran daha önemlidir. Kadınlar ilişkilerinde hassasiyet arar ve anlaşılmak ister. Özel günlerde yapılan incelikler(çiçek veya hediye almak), hoş sohbet veya güzel sözler kadınların temel ihtiyaçları gibidir. Yani bir kadın ruhsal doyuma ve duygusal yakınlığa ne kadar ulaşırsa eşine o kadar bağlı hissedecektir. Erkeklerin kadınlara duygusal anlamda ulaşamaması kadının ilişkiden aldığı doyumu azaltacaktır. Duygusal olarak ihmal edilme kadınların aldatmalarındaki en önemli nedenlerden biridir.
- Sözel veya fiziksel şiddet görme: Sürekli eleştirilen, beğenilmeyen kadın, kendisini yetersiz ve değersiz hisseder. Yaptıkları küçümsenen, aşağılanan, sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet gören bir kadın günün birinde kendisine saygı duyan, iltifat eden, sevgi sözcükleriyle hitap eden, onu anladığını hissettiren bir erkeğe ilgi duyabilir. Ona değer veren birisi ile yeni bir ilişki başlatabilir. Böylece yeni bir ilişkiyle birlikte kendisine olan güveni geri gelir. Bu sayede hem fiziksel olarak gücü yetmediği erkekten intikam alır, hem de değerli ve işe yarar biri gibi hisseder.
- Heyecan arayışı: Bazı insanlar monotonluktan diğerlerine göre daha çok sıkılır. İlişkilerinde belli rutinler oluşmuş ve belli kalıplarla sınırlandırılmış kişiler hayatlarında farklılık arayışına girebilirler. Bu kişiler sürekli farklı uyaranlara ihtiyaç duyan tipler olarak karşımıza çıkmaktadır. Heyecan arayışı, yenilik, farklılıklara merak gibi sebepler aldatma nedenleri arasında bulunmaktadır.
- Baştan çıkarılma faktörü: Aldatmanın yine önemli nedenlerinden biridir. Bu faktör temelde diğer kişilere hayır diyememek, başkaları tarafından caydırılmaya açık olmak gibi etmenler içermektedir. Aslında erkekler genellikle aldatmada bunu karşı tarafı suçlamak amacıyla yapsa da kadınlarda da baştan çıkartılma faktörü görülmektedir.
- Partnerini suçlu görme: Kadınların aldatma nedenleri arasında oldukça büyük öneme sahip bir alandır. Kadınlar genellikle birlikte oldukları erkeği belli alanlarda yetersiz gördüğünde, birlikte olunan kişiyle bir gelecek göremediğinde, karşısındakiyle güven sorunu yaşadığında ya da beraber olunan kişiyle paylaşımın olmaması gibi durumlarda aldatma eğilimi oluştuğu gözlemlenmiştir. Kadınlar, erkeklere göre, suçlamanın önemli bir aldatma nedeni olduğunu düşünüyor. Bununla birlikte katılımcılar, erkeklere kıyasla kadınların “suçlama” nedeniyle birlikte oldukları erkeği daha çok aldattıklarını belirtiyorlar.
- Özgüven artırma isteği: Kadınlar zihinsel olgunluğa önem verdikleri kadar dış görünüşleriyle de oldukça ilgilidirler. Ortama girdiklerinde belli ölçüde dikkat çekmeyi ve beğenilmeyi her kadın az çok beklemektedir. Yaşla birlikte değişen fiziksel görünüm veya eşin kadının güzelliğiyle ilgili yeterince tatmin edici iltifatlarda bulunmaması gibi nedenlerle kadının fiziksel görünümüne olan güveni düşebilir. Kadınlar genellikle evlilik sonrası ve çocuk doğurduktan sonra fiziksel görünümlerini ihmal etmeye başlamaya başlayabilirler. Aslında bu doğal bir süreçtir. Hiç kimse ilişkinin başındaki fiziksel özeni uzun dönem sürdürememektedir. Uzun ilişkilerin ve evliliklerin fiziksel görünüme göre şekillendiği birlikteliklerde bu aldatma sebebine daha çok rastlamaktayız.
- Zengin ve/veya statü sahibi biriyle olmak arzusu: Kadınların erkeklerde önem verdikleri bir diğer konuda maddi güç ve statüdür. Özellikle de çalışma hayatında aktif yer alan kadınlar erkeklerin statüsüne daha çok önem vermektedir. Eşinin kendi statüsünün altında kalıyor olması ve eşini dengi görmemesi zaman içinde kadının duygularını da değiştirebilir. Bu durumda kadın yeni sosyal ortamlarda veya iş ortamında statü ve güç sahibi erkekleri daha çekici bulabilir ve onlarla bir ilişki başlatmaya meyilli olabilir.
- Sorumlulukların yükünden kurtulma isteği: Evlilikte kadınlara çoğu zaman erkeklerden fazla sorumluluk yüklenmektedir. Evli ve çalışan bir kadından hem işinde hem de evinde üstün başarı beklenildiği durumlar görülmektedir. İş hayatı olan bir kadın işte en az erkek kadar yorulmakta olup bir de eve gelince ev işleri ve çocukların ihtiyaçlarıyla uğraşarak yıpranmaktadır. Hatta bazı ailelerde erkeğin pasif kaldığı ve çeşitli rahatsızlık sebebiyle de çalışmadığı görülmektedir. Bu durumda kadının tüm ev geçimini sağlaması ve aynı zamanda ev düzenini kontrol etmesi İlişkiye karşı anlamsızlık, güvensizlik ve ilişkiden uzaklaşmaya sebep olmaktadır. Evin tüm maddi yükünü omuzlarında hisseden bir kadın için kaçış kimi zaman tek çare olarak düşünülmektedir.
- Cinsel tatminsizlik: Cinsellik çoğunlukla erkeklerin önemsedikleri bir alanmış gibi düşünülür ancak bu doğru değildir. Toplumda erkeklere cinsellikle ilgili verilen hak ve izinler kadınlara verilmemiş olup bu durum kadınların cinselliklerini bastırmalarına sebep olmaktadır. Erkeğin cinsel yaşamında bencil davranması ve kadını düşünmemesi de kadını aldatmaya itebilir.
Kadınların cinsel dürtülerini bastırmaları sonucu ilişkinin bir noktasında duyarsız ve bencil olan erkek kadını rahatsız etmeye başlayacaktır. Bazı kadınlar erkeği cinsellik dışında iyi ve yeterliyse bunu pek önemsemezler. Ama aynı zamanda kaba, bencil, öz bakımına özen göstermeyen, hem de cinsellikte eşini tatmin edemiyorsa aldatma olabilir.
Erkeğin cinsel sorunlarının olması ve tedaviye sıcak bakmaması da aldatma sebebi olabilir. Kadınlar duygu yüklü cinsel ilişkileri daha çok tercih ederler ancak partner kadının bedenini bir bütün olarak ruhuyla birlikte tanımaktan ve anlamaktan yoksunsa kadın bu dürtüsünü doyurmak için başka kişilere gereksinim duyabilir. Özellikle de kendi geçimini kendi sağlayan ve cinsellik konusunda bilinçlenmiş kadınlarda bu duruma daha fazla rastlanmaktadır. Aksi halde kadın ilişkide sessiz kalmaya ve eşini memnun etmeye zorunlu olarak devam edecektir.
- Sosyal yapı: Kadını aldatmaya iten en önemli nedenlerden biri de büyüdüğü çevre, nasıl ne koşullarda evlendiği ve evlenme yaşıdır. Evlilik yaşının çok erken olması, aşk yaşamamış olmak ve aşka duyulan özlem; kalabalık aile ortamı içinde yaşama, eşiyle rahat ve huzurlu bir ortamda romantizm yaşayamama kadınlarda aldatma sebeplerinden biri olabilir. Kalabalık aile ortamlarında kadın eşiyle rahat ve özgür bir birliktelik sürdüremez. Özellikle bir de ağır sorumlulukları varsa cinsellik ve kadınlığı ikinci plana atılır. Günün birinde kadına bu yönlerine vurgu yapan ve uyandıran bir erkek cazip gelebilir.
- İntikam: Erkek tarafından aldatılan kadınların bir kısmı öfkeyle intikam almak amacıyla eşini aldatıp eşitlenmek ister. Kadın ancak o zaman rahatlarlar. Bazı birliktelikler de bu eşitlenme sebebiyle daha huzurlu bir ortam gelişebilir. Bir kısmı bunu bir kere yapar ve bırakır. Bazıları eşi devam ettiği sürece yapar.
Kadınların aldattığına yönelik işaretler nelerdir?
Aldatma söz konusu olunca devam eden ilişkiye ve eşe yönelik kimi zaman suçlu hissetme ve bunu telafi etmeye yönelik aşırı bir çaba harcama görülebilmektedir. Bunun dışında duygusal yaklaşımlar ve tutumlarda da değişimler gözlenmektedir.
- İlginin azalması: Kadının birlikte olduğu kişiden başka biriyle görüşmeye başlaması eşine olan ilgisinde büyük orandan azalmaya yol açar. Boş zamanları ve tatil günlerini eşiyle geçirmek istemez. Sürekli bahane üretir ve eşine karşı isteksiz gözükür. Evde olduğu zamanlar eskisine göre daha çok tek başına zaman geçirmeye başlar.
- Öfke: Eşinin söyledikleri rahatsız etmeye başlar. Onun düşünceleri ve yaptıkları mantıklı olsun ya da olmasın kadına batmaya başlar. Sinirlilikle birlikte tartışmalar olabilir ve bu tartışmalarda çok eski sorunlar bile ortaya çıkıp ortamı daha çok gerebilir.
- İletişim zayıflığı: Eş sohbet etmeye çalıştığında veya herhangi bir konuda konuşmak istediğinde kadında kaçınma davranışı görülebilir. İletişime girmekten mümkün oldukça uzak durur. Bunun bir nedeni eşiyle duygusal bağın azalması ve bir diğer nedeni de aldattığı için herhangi bir şekilde bunu ele vereceğine dair korkulardır.
- Aşırı kontrol mekanizması: Aldatan kadın gizli ilişkisi ortaya çıkmasın diye eşine karşı fazla kontrolcü davranabilir. Eşinin eve geciktiği olursa nerede olduğunu sorgulayabilir veya başka konularda eşinin açığını yakalamaya çalışabilir. Bu davranış kendi korkularını eşine yansıtma savunma mekanizmasıyla işler.
- Cinsellikten kaçınma: Cinsel istekte eşe karşı tamamen soğuma meydana gelir. Eşin istek ve yakınlaşmalarını sürekli geri çevirir. Bazen belki durumu gizlemek için veya kaçamayacağı noktaya geldiğinde istemsizce birlikte olabilir ancak mümkün olduğunca isteksiz olduğunu hissettirir. Eşiyle yakınlaşması kadını yeni birlikte olduğu kişiye aldatıyormuş gibi hissettirecektir.
- Duygularda değişim: Zaman zaman sessizlik içinde bir köşede oturup uzaklara bakmak veya duvarı boş boş izlemek görülebilir. Bir şarkı dinlediğinde veya film izlediğinde kısa sürede duygu değişimi ağlama ve depresif örüntüler gözlenebilir. Bu durumlar kadının yaşadığı gizli ilişkinin ağırlığından ve baskısından kaynaklanmaktadır.
- Küçümseme ve beğenmeme: Kadın, ilişkinin başında eşinin çok sevdiği özelliklerini, davranışlarını aldatmayla ortaya çıkan yeni ilişkisinden sonra sürekli eleştirebilir, küçümser ve beğenmez. Eşi onun için bir şey yaparsa burun kıvırır, onu düşünmesini ve onun için bir şeyler yapmasını istemez. Bu tutumun altında yatan sebep kadının hayatındaki yeni erkekle eşini kıyaslamasıdır. Bu kıyaslamada kendini kandırıp yeni ilişkisinin mantıklı olduğuna inandırabilmesi için de eşinin eksikliklerini görmeye çalışır ve yeni sevgilisini yüceltir.
- Zevklerde değişiklik: Aldatan kadın yeni sosyal ilişkiye başladığı için o insanın beğenilerinden ve zevklerinden de etkilenmeye başlar. Önceleri sevmediği yemeği, hoşlanmadığı müzik tarzını veya beğenmediği tarzdaki kıyafetleri sevmeye başlayabilir. Bu durum kısa sürede eşi tarafından fark edilir. Kadın bu değişimin normal olduğunu savunur ve eşine öfkeyle yaklaşabilir.
Kişilik tarzı veya kişilik bozukluğu aldatmada etkili midir?
Bazı kişilik tarzları aldatmaya daha meyilli olabilmektedir. Kişiliğin oluşmasında kişinin yaşadığı çevre ve ona bakım veren kişiler oldukça önem arz eder. Aynı şekilde belirli kişilik bozukluklarına ve bazı rahatsızlıklara sahip bireylerde aldatma davranışı daha çok görülebilir.
Çeşitli ruhsal ve fiziksel hastalıklar kadını aldatma davranışına itebilir. Mesela depresyon geçiren bir kadın çektiği acıyı, yalnızlığı onarmak için (eşiyle, eşinin ailesiyle de biraz problemliyse) tek başına gittiği bir parkta, restoranda, tatilde tanıştığı veya sosyal medyada tanıştığı biriyle çıkabilir ve eşini aldatabilir.
Bunun yanı sıra düşünce-duygu ve davranışları aşırılığa, taşkınlığa kaçan manik-depresif bir hasta hiçbir kural tanımadan eşini aldatabilir. Çünkü manik hasta hastalık getirisi olarak çok konuşur, uyumaz, sürekli gezer, çok alışveriş yapar, çok girişken ve aşırı sevecen davranır, aşırı derecede cinselliğe düşkün olabilir.
Kişilik bozukluklarında ise Borderline Kişilik Bozukluğu, Histrionik Kişilik Bozukluğu ve Antisosyal Kişilik Bozukluğuna sahip olanlar da eşlerini zaman zaman aldatmaya yatkındırlar.
Zekâ düzeyi düşük ve telkine yatkın insanlar da bu yola girebilirler. Sürekli heyecan ve adrenalin peşinde koşan bazı kadınlar da sık sık partner değiştirerek bu dürtülerini tatmin etmeye çalışabilirler. Rahatsızlıkların yanı sıra kullanılan bazı ilaçların etkisiyle cinsel dürtü artıp kişiyi değişikliğe itebilir.
Kadınlarda aşırı östrojen hormonu salgılayan bir tümör de kadını hiper seksüel yapıp, aldatmaya sürükleyebilir.
Birtakım antidepresanlar da aşırı ve gereksiz bir özgüven ve karşı cinse yönelimde artış yaratabilir. Bu durumda da aldatma görülebilir.
Alkol, uyuşturucu, kumar bağımlısı bazı kadınlarda da, zamanla kişilik değişimleri ve değer yargılarında aşınma olduğundan aldatma daha kolay gerçekleşebilir. Toplumda görülme sıklığı az da olsa örneğin disosiyatif kimlik bozukluğu (çoğul kişilik bozukluğu) olan bir kadın, kişiliklerinden biriyle aldatmayı gerçekleştirebilir ve çoğu zamanda o kişilikten hiç haberi olmayacağı için yakalanması da güç olur.
Diğer yandan temporal epilepsisi rahatsızlığı olan bir kadın da nöbeti sırasında böyle bir şey yapabilir ve olan bitenleri hiçbir şekilde hatırlamayabilir.
Referanslar
- Atak, H. ve Taştan, N. 2012, “Romantik İlişkiler ve Aşk”, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar.
- Emine D. T. 2013, “Evli Kadın ve Erkeklerde Aldatmanın Tipi-Affetme, Pozitif Duygu-Affetme ve Baş Etme-Affetme İlişkilerinde Evlilik Doyumunun Aracı Rolü”, Yüksek Lisans Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
- Cüceloğlu, D. (2002a). Yeniden İnsan İnsana. (27. baskı). İstanbul: Remzi Kitabevi.
- Demirtaş, H.A. (2004). Yakın ilişkilerde kıskançlık (bireysel, ilişkisel ve durumsal değişkenler). Yayınlanmamış doktora tezi, Ankara Üniversitesi.
- Erden-İmamoğlu, S. (2009). Kişilerarası İlişikler. İstanbul: Yeni İnsan Yayınevi.