Endişe böceği, hayali mide böceği ile karşılaşınca ne yapmalı?
Birçoğumuz için zaman zaman hastalanmak– evet, o çeşit bir hastalık–kabullendiğimiz ve gereğinden fazla düşünmemeye çalıştığımız bir şeydir. Hatta eğer aklınızda değilken böyle bir konuyu açtıysam, lütfen özürlerimi kabul edin! Keşke endişe de aynı görgü kurallarına uyuyor olsaydı. Maalesef uymuyor. Kusma fobisi yaşayan milyonlarca çocuk ve yetişkine sorun. Onlar için hastalanmak, her ne kadar bu özgürlüğe sahip olmayı isteseler de, maalesef hiç de az düşündükleri bir şey değildir. Tam aksine, 7/24 zihinlerindedir. Midelerindeki hafif bir sancı, “kusmak” kelimesinden veya zararlı eş anlamlılarının herhangi birinden bahsedilmesi kusma fobisi olanları panik sarmalına gönderebilir –Boğazımdaki ne? Bu bir işaret mi? Hastalanıyor muyum? Ya şimdi olursa ? O adam az önce sadece öksürüyor muydu yoksa öğürdü mü? Ya hastaysa?! Onu yemeli miyim? Ya beni hasta ederse? –
Emetofobi (kusma korkusu) nedir?
Kusma fobisi ya da diğer ismiyle emetofobi, milyonları etkilemektedir; hatta kaygı bozukluğu çalışmalarımda çocuklar arasında karşılaştığım en yaygın fobiydi. Birçok yetişkin de aynı fobi sebebiyle tedavi olmaya gelmektedir. Bunun sebebi hayatlarının altüst olması– çocuklar kendileri ya da bir başkasının aniden kusması ve bu durumla tek başlarına başa çıkmalarının gerekeceği korkusuyla okula gitmeyi, otobüse binmeyi veya arkadaşlarının evine gitmeyi reddeder. Yetişkinler de (gerçek olmayacak) ani hastalık atağı korkusu ile korkunç senaryolar hayal eder ve restoranlarda yemeyi, randevuya çıkmayı, araba kullanmayı ya da kalabalık önünde konuşmayı reddedebilir.
Hiçbirimiz hasta olmaktan, hele de evimizden uzaktayken hastalığa yakalanmaktan, hazzetmeyiz. Fakat bunu canlı bir şekilde hayal etmek ve her gün buna hazırlanmak durumu değiştirmez. Bu durum, yine de bu fobiye sahip insanlar için de herkes için olduğu kadar nadirdir. Endişe etmek, hasta olmamızı engellemez (Vücudumuz zaten bu durum için mükemmel bir iş çıkarmak üzere programlanmıştır.) fakat bizi herkesin her gün yaptığı normal işlerimizi yaparken bile büyük bir risk alıyormuş gibi strese sokar.
Korkularının şiddetinden, kusma fobisi olanların sık sık kusan insanlar olduğunu düşünebilirsiniz. Tam tersine, bunlar benim deyimimle –teknik olarak– “pek de kusmayan” insanlardır. Normal insanlardan bile daha az hasta olurlar–ki bu oldukça nadirdir. Hatta birçoğu, yaşları 15 ya da 55 de olsa, tüm hayatlarında kustukları tam iki seferi söyleyebilirler.(ve o günlerde ne yediklerini, ne giydiklerini, havanın nasıl olduğunu…) Kısacası, endişe; yanlış kişilerle konuşmaktadır.
Peki, nasıl oluyor da endişe, böyle zeki insanları sürekli bir korkuyla dehşete düşürüyor?
Emetofobi ve telkinin gücü!
“Kusmak” veya “kusmuk” kelimelerini birkaç kez söylediğinizde, kaygı seviyenizin hafifçe yükseldiğini fark edersiniz; –“Ya sen?!?” önekiyle birkaç kez daha söylediğinizde ve sadece kaygı seviyeniz artmakla kalmaz, bulantı bile hissedebilirsiniz. İşte bu telkinin (süper) gücüdür. Sadece zehirli sarmaşığı veya bitleri düşündüğünüzde, her ne kadar onlarla direk irtibata geçme durumunuz olmasa bile refleksolarak kaşıntı hissetmeniz gibi; kusmak hakkında düşünmek de –hele de saatlerce– midenizde büzüşme, bulantı veya kaygının ucunda hissetmenize sebep olabilir fakat önemli olan, sizi hasta edemez!
Bedeniniz, böyle güvenilmez bir neden için öylesine pahalı bir metabolik reaksiyonu harcamayacaktır. O nedenle, fobi sahipleri her ne kadar kronik sindirme zorlukları hissedebilirlerse ve örneğin sıcaklık, her hisse odaklanmak, gaz şişkinliği, torba veya antiasit taşımak, “hasta duran” insanlarla yakınlık kurmamak, 10 yıl önce yediklerinde kustukları o yiyeceği yemekten kaçmak, kusmanın her daim ucunda hissetmek–onlar veya karşılarında oturan biri, rahatsız edici bir düşünceye karşı geçici duygusal reaksiyon ayrımının onları özgür kılması gibi konularda ihtiyatlı olmaları gerektiğine inansalar da, bu kesinlikle hastalık başlangıcı değildir. Bir saniyede daha fazlası…
Kusmanın genelde ne kadar nadir olduğunu düşünürsek, hasta olma riski, kimse için günlük hayat şablonu haline gelmemelidir, özellikle pek de kusmayan insanlar için. O şablonu nasıl değiştirebiliriz? Kimi terapistler, kusma uyarısı oluşturarak hastalarına hayatta kalınabilir olduğunu kanıtlamak için ipeka kullanır. (Atlantic Monthly Editörü Scott Stossel bunu bir makale ve anısındaki en talihsiz tecrübesi olarak anlatır.)Ben bunu kullanmam. Emetofobi iki taraflıdır. Evet, kusmak—görüntüsü, kokusu ve genel olarak bunu tecrübe etmek. Fakat ikincisi ve Emetofobinin daha sık devre dışı bırakılan yönü, beklenti – hasta olmanın eğlenceli olasılığının sürekliliği, beynin sürekli başa kakan endişesi.
Emetofobi yaşayanlar korkularıyla nasıl başa çıkabilir?
Düşünmeyi bırakarak değil (bunu direk yapan bir “kapatma” düğmesi yoktur) fakat daha çok, bu düşünceler geldiğinde verdikleri tepkiyi değiştirerek. Neden kusma düşüncesine daha az tepki vermeleri gerekir? Çünkü problem, kusmak değil, duydukları endişedir. Endişe her konuştuğunda “Söz veriyorum, yemin ederim! Hastalanmayacaksın!” diyerek; yemi yutup amansızca ele geçmez bir garanti aramaktansa; endişenin yaptığı hatayı görebilirler – bu bir hastalık anı değil, bir endişe anıdır. Ateşlerini kontrol edip antiasit almaktansa, kontrolü ele alıp düşüncelerini ve gerçeklerini kontrol etmeleri gerekir! İlk düşünceye engel olamazlar… Ya hastalanırsam?!?! Fakat üzerine on ayrı felaket düşüncesinin istiflenmesine engel olabilirler. Düşüncenin o an ile gerçek bir bağlantısı olmadığını fark ettiklerinde –aslında bedenlerinde yanlış bir şey yoktur( hepsi beklentidir), o an hiçbir şey olmuyordur, vücutları gayet iyidir– beyinlerini o tip düşünceleri filtrelemek konusunda eğitebilir ve o daonları göndermekle uğraşmaz.
Kusma düşüncesi; “buzdolabındaki çizme” gibidir. Buzdolabınızı açıp içinde bir çizme gördüğünüzü düşünün, “Hmmm, sanırım bu akşam bir çizme sote yiyeceğim” demezsiniz, “Bunun burada ne işi var?! Bu buraya ait değil!!” dersiniz. Bu tekrar tekrar başınıza gelse bile, çizmenin orada durmasına alışmak zorunda olmazsınız! Aynı şekilde: Sırf aksi takdirde iyi geçen gününüzün ortasına “Hasta mı olacağım?” düşüncesi düştü diye (O düşünceden önce hasta değildiniz ve sonra da olmayacaksınız) buna alışmak zorunda değilsiniz. Oraya ait olmadığını görün. Hayatınızı korkularınıza göre yeniden şekillendirmeyin – çizmeleri dışarı atın!
Kısacası kusma fobisi yaşayan insanlar için çözüm, endişe düşüncelerine güvenmek değil, onları teste tabii tutmaktır. Bu kapıyı açmanın yolu ise empatiden geçer. Çocuğunuz ya da partneriniz size birden – “İyi hissetmiyorum, iyi miyim?” dediklerinde, onlara güvence verip ateşlerini ölçmek ya da iyi oldukları konusunda onlarla tartışmak yerine; hislere dayanın ve “Şu an endişe hissettiğini biliyorum” ya da “ Şu an iyi hissetmediğini biliyorum.” Veya “Bunun sana gerçekten gerçek geldiğini ve şu an gerçekten kötü hissettiğini biliyorum, her gün bununla başa çıkmak kolay değil ama sana yardım etmek istiyorum, bunun üzerinde birlikte çalışabilir miyiz?” deyin. Çocuğunuzla ya da partnerinizle iletişime geçerek, sizin onların yanında olduğunuza güveneceklerdir, ardından stratejik davranabilir, “Hadi, gerçeklik kontrolü yapalım, hadi milyon dolarlık soruyu soralım, bu endişe böceği mi yoksa mide böceği mi? İnsanların farkını söyleyebilmesine nasıl yardım edersiniz–işte başlayabileceğiniz birkaç strateji…
Vücudunuzun nasıl çalıştığını anlayın. Vücudumuz, bizi her daima güvende tutmak üzere tasarlanmıştır. Bu, çoğu zaman kusmadığımız ve gerçekten gerektiği zamanın da sadece %002’sinde hastalandığımız anlamına gelir. Ve gerçekten gerek duyduğumuzda –yükseketkilidir, aslında öyle etkilidir ki, meşhur mide böceği ve hatta nadir besin zehirlenmesi olayı 24-48 saat(ya da daha az) sürmesimutluluk veren bir hadisedir. Sıradan üşütmeler gibi haftalarca sürdüğünü hayal etsenize!
Korkular ve gerçekleri yan yana karşılaştırın. Kâğıdın bir tarafına hastalanmak hakkındaki korkularınızı sıralayın ve diğer tarafında endişelerinizin gerçeklik kontrolünü yapın–Bu korku gerçek olacak mı? Neden? Neden değil? Kimi insanlar kusmanın dayanılmaz olacağından, sonsuza kadar süreceğinden, bu yüzden hastaneye gitmek zorunda kalacaklarından korkarlar. Problem ne olursa olsun, endişe abartılmış ve bu gerçekleri saptırmıştır– endişeyi yakalayın ve onu düzeltin. Kâğıdı mantıklı kısmı görünecek şekilde katlayın ve akıllı düşüncelerinizi gerektiği şekilde yönlendirin.
Milyon dolarlık soruyu sorun. Kendinize (ya da eğer bu durumdan mustarip çocuğunuzsa ona) sorun: “Bunun endişe böceği mi mide böceği mi olduğunu veya şu an hastalanıp hastalanmayacağınızı tahmin ederek bir milyon dolar kazanabilecek olsaydınız, büyük kazanan siz olabilir miydiniz?” Muhtemelen bileceklerdir.
İki belirleyici soruyu sorun
Kendinize ya da çocuğunuza bu soruları sorarak hasta olmak veya hastalıktan korkmak arasındaki farklı belirlemeye yardımcı olun.
Hasta hissettiğinizde…
1. Soru: Sonra ne olacak? Bu endişe düşüncesi ve hisleri başladıktan birkaç dakika sonra daha gergin mi yada daha hasta mı hissediyorsunuz? Eğer endişeniz gittikçe artıyorsa, kötüleşiyorsa ve semptomlarınızı analiz etmede daha çok zaman harcıyorsanız, o zaman yanlış alarm olduğunu anlarsınız. Onun yerine gittikçe daha hasta hissediyorsanız, bir hemşire görme isteği gibi ya da televizyon bile izlemeden yatakta uzanmak veya banyoya koşmak ve başka hiçbir şey yapmamak gibi…–Çocuklar için Disneyland gezisi yok, George Clooney ile hayallerindeki randevu yok(Amal’a özürlerimi iletiyorum, oh, bir de eşime…) bu teklifleri, kendinizi kötü hissettiğiniz için geri çevirmeniz gerekiyorsa–o zaman hastasınız demektir.
2. Soru: Ne iyi gelir? Eğer televizyon izleyerek, (dışarıdaysanız) eve giderek veya eğlenceli olabilecek bir şey yaparak zihninizi dağıtabiliyorsanız, o zaman bu sadece endişe böceğidir. Gerçekten hasta olduğunuzda, zihninizi dağıtmak işe yaramaz. Yani mesela milyon dolarlık sorunuz sorulsa – Anneniz sizi arkadaşınızın evine ya da alışveriş merkezine götürmeyi teklif etse, gider miydiniz? Cevap evetse –o zaman endişedir. Bir süre sonra siz ve çocuğunuz cevapları çok ayrıntılı düşünmeniz gerekmez, sadece –iki sorunu sor–diyebilirsiniz ve direk rahatlamaya geçebilirsiniz.
Kendinizi bilerek bazı durumlara maruz bırakın!
Çocuğunuz ya da partneriniz, stresli bulduğu durumları sıraladığında ya da korku nedeniyle onlardan kaçındığında, en kolayından başlayarak sıkıntı önemli ölçüde azalıncaya kadar tekrar edin ve ardından, bir sonraki adıma geçin. Örneğin…
• “Kusmak” kelimesinin eş anlamlılarını söylemek üzerine çalışın. Gerekirse önce yazın. Kelimeleri söylerken yakalamaca oynayın.
• Öğürme sesleri üzerine çalışın, dilinizin arkasına bir kaşık, lolipop, yulaf ezmesi ya da patates püresi koyarak geriye doğru yavaşça hareket ettirin. Biraz öğürseniz bile kusmadığınızın farkına varın. İnternetten öğürme sesleri dinleyebilir veya aile üyelerinden birini sizin için bu ses efektlerini temin etmesi için tutabilirsiniz.
• Sahte kusmukla yakalamaca oynayın (yenilik mağazalarından temin edebilirsiniz)
• Bir aile üyesinin sadece su veya içinde birkaç parça mısır gevreği bulunan suyla, musluğa veya tuvalete sahte kusmasını izleyip, kusma görüntüsünü ve sesini prova yapın. Hazır olduğunuz zaman, bunu kendiniz deneyin.
• Birkaç kaşık konserve çorbaya keskinlik için birkaç damla sirke damlatarak kendi sahte kusmuğunuzu yapın. Etrafında olmaya alışın ve hazır olduğunda sahte kusmuğunuzu tuvalete “kusun”.
• İnsanların hastalanma videolarını izleyin – Google size ünlülerden örnekler, çocuklarıyla birlikte hızlı trene binen annene babalar ve daha yapılandırılmış sonuçlar verebilir.
• Kusmanız ile tesadüfi olarak bağlantısı bulunduğu için kaçındığınız herhangi bir kişi, yer veya eşyalara yaklaşın–son defa hastayken yediğiniz için artık yemediğiniz yiyecekler gibi vs.
Şakaları kullanın – Eğlenceyi yakalayın!
• Kusma fobisi olan bir ergen ile oturduk ve hatırlayabildiğimiz tüm Beatles şarkılarının isimlerine “kusmuk” kelimesini yerleştirdik. “Kusmuğunu Tutmak İstiyorum”, “Bırak Kussun”, “Sonsuz Kusmuk Tarlaları”, “Hey Kusmuk”. Demek istediğimi anladınız. Bu daha genç nesille de uygulanabilir. “Sür, sür, sür kusmuğunu, nazikçe kusmuğun arasından.” Şapşalca, biliyorum. Fakat asıl nokta da bu. Böylesine sorgulanabilir zevkteki bir egzersizin işe yaramasının teknik bir sebebi var. Buna karşılıklı ketleme deniyor. Esasen, aynı anda iki hisse sahip olamazsınız. Eğlenceve korku hislerinden ikisi rekabete girer ve her ne kadar başta zor olsa ve korku baskın olsa da korku dağını aşar ve yaptığınız şeyden kaynaklanan eğlence ve absürtlük yönetimi ele alınca hızla diğer tarafa geçersiniz. İşte duyarsızlaştırma böyle çalışır.
• ratemyvomit.com adresine girin (evet, bu site gerçekten var) ve fotoğraflara bakarak kusmuğun ne kadar iğrenç olduğunu puanlayın. Fazladan maruz bırakma için kendinize o kusmuğa “eşlik eden” sesi çıkarmak için meydan okuyun. Normal iğrenme haricinde bir sıkıntı kalmayıncaya kadar bölümü tekrar oynatın ya da resimlere tekrar bakın. Not: Ebeveynler yorumlardaki uygunsuz dil vs. nedeniyle her bir gönderiyi dikkatle önceden incelemelidir.
Güvenlik önlemlerini ortadan kaldırın
Yanınızda “ne olur ne olmaz” diye bir torba veya üzerinizi değiştirmek için bir kıyafet taşımayın. Hatırlayın, siz pek de kusmayan birisiniz, yanınızda bahar günü kar botları veya güneşli günde şemsiye taşır mısınız? Kusmak olasılık dâhilinde mi, evet ama büyük ihtimalle, hayır. Bu fazladan ekipmanları yanında taşımak bu riski dengelemiyor–ki bu asgari düzeydedir– fakat bu endişeyi yükseltir ve riski (gereksiz biçimde) zihninizde tutar.
Hastalanma endişesi, olanları değiştirmez ya da yaşamda olmaz fakat hayatımızda gerçekte olanlardan tat alma ve onlara odaklanma yeteneğimizi kesin ve hızlı bir biçimde değiştirir. Endişe, hislerimiz değiştirebilir ancak asla ama asla gerçekleri değiştiremez. Endişenin sizi belirsizlik diyarındaki koltuğunuzun ucunda tutup “acaba şimdi mi olacak” diye meraklandırmasındansa, ne zaman olacağını tam olarak bilmediğiniz ve gerekli de olmadığı gerçekliğiyle barışın. Genellikle, hasta olacağımız zaman birçok uyarı alırız. Önemli olan şey, şu an uyarının olmaması. “Bu hıçkırık benim beynimde–Bunu şu an düşünmeme gerek yok. Aslında iyiyim. Bu buzdolabındaki çizme. Hasta hissetmiyordum, hasta değilim, sadece endişeliyim. Endişe beni korkutuyor. Sindirim sistemim gayet iyi çalışıyor ve iyi durumda. Ben pek de kusan tipte biri değilim! Sadeceemin değilsiniz, gayet iyi biliyorsunuz–aslında, endişe para etmese de bu sayede bir milyon dolar kazanabilirsiniz– zihninizin kontrolünü ele almanın getirdiği harika hisle anında kazanan olacaksınız.
Yazar: Ph. D. Tamar Chansky
Referanslar
Kaynak: psychologytoday.com