Şema terapi bir psikoterapi modeli olarak, insan hayatında pozitif yönde bir değişimi, yani gelişimi hedef alır. Bu hedefin peşinden koşarken de bazı varsayımları kendisi için değişim felsefesi olarak kabul eder. Jeffrey E. Young ve Janet S. Klosko bu varsayımları Hayatı Yeniden Keşfedin kitabında ayrıntılı olarak ifade etmektedir. Ben de bu yazıda kısaca Şema Terapinin değişim felsefesini size sunmaya çalışacağım. Ayrıntılı bilgi için kitabı okumanızı öneririm.
Şema terapinin değişimle ilgili felsefi bakışı
1- Şema terapinin değişimle ilgili ilk varsayımı, hepimizin mutlu ve tatmin olmak isteyen bir yanı olduğu şeklindedir. Bazıları bu süreci kendini gerçekleştirme, bazıları gerçek kendiliği ortaya çıkarma şeklinde ifade edebilir. Bu varsayım, insanın gelişime dönük yönünü temsil eder. Bu yön herkes için son derece kişiseldir. Durumu anlamak için meşe palamudunu metafor olarak olarak kullanabiliriz. Her meşe palamudunun nihai hedefi meşe ağacı olmaktır. Her insanın içsel olarak nihai hedefi, hayatta kendi özgünlüğünü sergileyebilmektir.
2- Şema terapinin ikinci varsayımı, herkesin bazı temel ihtiyaçlarla doğduğu şeklindedir. Bu ihtiyaçlarımız sağlıklı şekilde giderilirse kendimizi daha iyi hisseder ve içimizdeki potansiyelleri hayata daha rahat taşırız. Söz konusu ihtiyaçlar arasında, insanlarla iyi ilişkiler kurma, özerk olma, kabul edilme, onaylanma, eğlenebilme, kendimizi ifade edebilme vb. sayılabilir.
3- Üçüncü varsayıma göre insanlar değişebilir. Bazılarına göre insan değişmez. Sahip olduğu özellikleri doğuştan getirir ve o özelliklerle ömrünü tamamlar. Onlara göre insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur. Etrafımıza baktığımızda bu yaklaşımın geçerli olduğunu gösteren çok sayıda kanıt bulabilmekteyiz. Ancak psikoterapi deneyimi ve daha pek çok örnek de bize değişimin mümkün olduğunu gösteriyor. Değişimin zor olması mümkün olmadığı anlamına gelmez.
4- Dördüncü varsayım, hepimizde değişimi reddeden güçlü eğilimlerimiz olduğunu kabul eder. Bu üçüncü varsayımla çelişmez. Bir yanımız gelişimi arzu ederken başka yanlarımız buna direnç gösterir. Çünkü değişim zor bir süreçtir. Özellikle psikoterapi açısından değişim çok zor duygularla yüzleşmeyi, hayatımız için yeni adımlar atmayı gerektirir. Değişime direncin en önemli sebebi, alışık olduğumuzu tekrar etme eğilimimizdir. Çünkü değişim, yenilik ve bilinmezlik taşır içinde.
5- Beşinci varsayıma göre hepimiz acıdan kaçmak için güçlü eğilimler taşırız. Bu bir açıdan iyi bir açıdan kötüdür. İyi olan tarafı, acıdan ve olumsuzluklardan kaçıp bizim için iyi olanı arayacağımızı varsaymasıdır. Kötü tarafı ise değişimin zorluklarından ve acılarından da kaçınacağımız anlamına gelmesidir.
6- Şema Terapinin değişim felsefesindeki altıncı varsayıma göre, değişim için tek ve bütün insanlar için geçerli bir teknik yoktur. Değişim tek boyutlu bir süreç değildir. Bu açıdan şema terapi, bilişsel, davranışçı, kişiler arası ve yaşantısal teknikleri psikoterapi sürecinde kullanmaya çalışır.
7- Şema terapinin yedinci ve son varsayımına göre, her insan kişisel bir amaç yaratma ihtiyacındadır. Şemaların iyileşmesi değişimin ilk ve çok önemli bir ayağıdır. Şemalar, hayattaki kişisel amaçlarımızı oluşturmamıza ve onlara ulaşmamıza engel oluşturur. Şemaların iyileşmesi bizi kişisel hedeflerimizle baş başa bırakır. Dolayısıyla değişim süreci stratejiktir gelişigüzel değil.
Bu yazıda şema terapinin değişim felsefesini kısaca ela almaya çalıştım.
Ayrıntılı okuma için, yazının başında da belirttiğim gibi Hayatı Yeniden Keşfedin kitabına davet ediyorum. Konu ile ilgili düşüncelerinizi yorum kısmından paylaşırsanız memnun olurum.
“Değişmek istiyorum” diyenlerden iseniz görüşebiliriz.